Vazgeç inkarcı akıl şu sefil "acaba"dan, Cabadan yaratıldın, bari gitme cabadan! Necip Fazıl Kısakürek
Sayfa 181Kitabı okudu
İlk bindiğimde henüz bir yaşım bile yokmuş... :)
Dokuz yaşında ata bindim; ve yalan olmasın, bir daha inmedim. Her binişimde büyüdüm ve her inişimde küçüldüm. At benim gözümde, eserimde buram buram tüttüğü gibi, insan ruhun-dan yere damlayıp şekillenmiş ve sonra insant sırtına almaya gelmiş bir müjdecidir: Zafer, fetih ve asalet müjdecisi...
Reklam
—' Dinle, bak diyor; Allah üzerine yemin ederek söylüyorum ki. Sevgilisinin ayağına bir diken batmaktansa, ben hayatımı vermeyi, gün ışığından ve çoluk çocuğum'dan mahrum kalmayı tercih ederim! Ebu Süfyan duramıyor: — Vallahi ben, Muhammed'i ﷺ , sahabîlerin sevdiği gibi sevebilen, sevmeyi bilen tek insan görmedim!
Necip Fazıl kısakürekKitabı okuyor
270 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Necip Fazıl'ın hayat felsefesini detaylıca anlattığı, bir kitap. Edebiyattan eğitime, cemiyet yaşantısındanahlaka bir çok konuyu bölüm bölüm ele alıp incelemiş ve fikirlerini ifade etmiştir. Bence Tanrıkulu diye nitelendirdiği kişi de kendisi ve kendi sorularini kendi cevaplayarak bir nevi monolog yapmıştır yazar. Kitabın en dikkat çekici özelliği ise Necip Fazıl' ın edebiyat dünyasını, şairleri ve yazarları yerden yere vurması... Kitaptaki hemen hemen her yazar Necip Fazıl'dan nasibini almış. :) Benim özellikle içlerinde çok sevdiğim şair Melih Cevdet 'in de yer aldığı Garip akımına yaptığı eleştiriler gözüme çarptı. Necip Fazıl'ın dediğine göre: Bu şairler Superville diye Fransız bir şairin kötü bir kopyasıdır. Onun şiirde bozarak yaptığı yeniliği onlar daha da bozarak yapamamıştır. İyi okumalar. :)
Tanrı Kulundan Dinlediklerim
Tanrı Kulundan DinlediklerimNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2021316 okunma
Kemalizm
Atatürk, Batılılaşmanın tek yol olduğundan bahisle bütün bir toplumu devlet zoruyla değiştirmeye çalışmıştır. Günümüzde Kemalizm'i savunan bireyler açısından Batı'nın ortaya koyduğu değerler, Türkiye'nin ve Doğu geleneğinin içinden gelen değerlere karşı bir hâyli öndedir. Necip Fazıl'ın "İslamiyet Batı'dan gelse hepiniz Müslüman olurdunuz." cümlesi mübalağa yoluyla bu gerçeğe dikkat çekmiştir. Kemalizm, bulunduğu ülkenin bütün sosyal ve tarihi birikimini Batılı olma yolunda feda ederek ülkenin yüzlerce yıllık kimliğinin yok olmasına yol açmıştır.
220 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Yaşamak" Cahit Zarifoğlu'nun anılarını yazdığı yer yer şiirlerini de paylaştığı,geçmişine tanıklık edebileceğimiz kitabı.Yazar kitabında askerlik hayatından,kızından,Necip Fazıl'dan,Dostoyevski'den,Afganistan'dan.... bahsediyor.Tabii bunlarla sınırlandırmak mümkün değil.Anılar kronolojik sırayla anlatilmiyor.Kâh 1962'desiniz kâh 1979'da... . . "Ne çok acı var" . . "Az sonra gözün alabildiğine ovaya akan tepelerin,kıvrımların,derelerin ve ovada gümüşî bir pariltiyla yatan nehrin,parlak ufkun ve sessizliğin sebeplerini düşünmeye başlar,gide gide insanin ufku yüce peygambere götüren bir tabiattir o. . .
Yaşamak
YaşamakCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20209,2bin okunma
Reklam
Necip Fazıl'dan Kürt Yorumu
Karısı Kürt idi. Hem Kürt damadı hem de bir Kürt şeyhin müridi olunca Kürtlere sempatisi vardı. Bir gün dedi ki, " Bak Musa, vallah Türk'üm, ama yine de yemin ediyorum ki Kürtler, Türklerden daha sadık, daha inançlı ve daha iyidirler.
"O(Mirzabeyoğlu), bir iman şovalyesi idi."
İçime BD-İBDA ateşini düşüren o zata ne kadar teşekkür etsem azdır. Hayatıma anlam ve bereket kattı. Müsbet ne yapmış isem Kumandan'dan aldığım paya borçluyum. Siyasî duruş, ahlâkî duruş, estetik duruş yanında, iştigal saham olan dinî ilimlerde de onun tefekkürî yönlendirmesi (İBDA fikriyatı) altın değerinde idi. Hele hele Üstad'ı nasıl seveceğimizi, Büyük Doğu fikriyatının ne mânaya geldiğini Salih Mirzabeyoğlu'ndan öğrendik. Salih Mirzabeyoğlu bize sadece kendini lanse etse, onun fikrî, ilmî, ahlâkî vs. çapı kendisine inanmamız için yeterli idi. Ancak o hiçbir zaman bencil davranmadı, bize Üstad'ı anlattı, açıkladı, hakikatini meydan yerine dikti. Üstad'ı gerçekten seven bir ferdin Salih Mirzabeyoğlu'nu sevmemesi, ondan istifade etmemesi düşünülemez. Ancak sevgi saf olacak, ön yargılar, kaprisler karışmayacak. Salih Mirzabeyoğlu'nun Üstad sevgisinden öte Allah ve Resulü sevgisi saf, temiz ve pazarlıksız idi, Üstad'ı da bunun için seviyordu zaten. Onda hiçbir bencillik edası yok idi, 7/24 davasıyla oturup davasıyla kalkan bir iman ve aşk adamı idi. Onu yakînen tanıyan Mevlüt Koç ağabeyin tesbitiyle, "O, bir iman şövalyesi idi."
Sayfa 52 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
342 syf.
·
Puan vermedi
Necip Fazıl, bu kitabında, büyük insan, 4.halife Hazreti Ali'nin hayatını anlatmış. Kitabın başı ve ortalarına kadar, İslamın doğuşu ve Peygamber'in hayatının ön plânda olduğu bu anlatıda Peygamber'in ölümünden sonra, Hazreti Ali'nin hayatı ön plâna çıkıyor. Halifeler dönemi, Hazreti Osman zamanıyla ortaya çıkan fitneler ve Hazreti Ali'nin gayretleri, Necip Fazıl'ın usta kaleminden şiirsel bir dille anlatılıyor. İkinci kez okumuş olduğum bir kitaptı. Hazreti Ali'nin hayatını her müslüman az çok bilir. Ama bir de Necip Fazıl'dan okuyun derim.
Hazreti Ali
Hazreti AliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20001,054 okunma
Bir takım ışık oyunlarıyla büyütüp umacılaştırarak birer korkunç insan gibi gösterdikleri ve zaman zaman sürek avına çıktıkları Nur talebeleri, esasta ve hakikatte, nura talip sâf ve bilhassa kaydedilmeğe değer vasıf olarak, canlı müslümanlardan başka bir şey değildir ve bu dâvanın fikrî ve içtimaî mihrakı ve (entelektüel) cephesi olan Büyük Doğu'cuların kardeşleridir. İki tarafın da birbirinde tenkid edecekleri hususlar ancak aile mahremiyetinin sınırları içindedir ve iki taraf da dost ve düşman kutupları teşhiste (A)dan (Z) ye kadar beraberdir.
Sayfa 316Kitabı okudu
Reklam
"Bir gün İstanbul Eyüb Sultan Kabristanının dereye bakan yüksek bir yerinde oturuyordum. İstanbul etrafındaki áfáka baktım. Birden bakıyorum, benim hususî dünyam vefat ediyor, bazı cihette ruh çekiliyor gibi bir hålet-i hayaliye bana geldi. Dedim: (Acaba bu kabristanın mezar taşlarındaki yazılar mıdır, bana böyle hayal veriyor?) diye nazarımı çektim; uzağa değil, o kabristana baktım. Kalbime ihtar edildi ki: (Bu senin etrafındaki kabristanın, yüz İstanbul içinde vardır. Çünkü yüz defa İstanbul buraya boşalmış. Bütün İstanbul halkını buraya boşaltan bir Hâkim-i Kadirin hükmünden kurtulup müstesna kalamazsın, sen de gideceksin!) Ben kabristandan çıkıp, bu dehşetli hayâl ile Sultan Eyüp Câmiinin mahfelindeki küçük bir odaya, çok defa girdiğim gibi bu defa da girdim. Düşündüm ki, ben üç cihetten misafirim: Bu menzilcikte misafir olduğum gibi, İstanbul'da da misafirim, dünyada da misafirim. Misafir, yolunu düşünmeli. Nasıl bu odadan çıkacağım, bir gün de İstanbul'dan çıkacağım; bir gün de dünyadan çıkacağım." Bediüzzaman Said Nursi
Sayfa 214 - Büyük Doğu Yayınları 1985 BaskısıKitabı okudu
Necip Fazil dan
Hep nefs çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsen... İnsandan kaçmak kolay, Kendimden kacabilsem ..
Hz.Ömer , halifeliğinde , Hassan bin Sabit'e sordu :
- Hasan , niçin şiir söylemez oldun ? - Kur'ân'dan sonra ağzım kilitlendi , yâ Ömer !..
Sayfa 503Kitabı okudu
Dava Delileri
AK Parti'ye bir “şirket” nazarıyla bakanlar olabilir; partiye, “kar getiren kuruluş”, “ikbal kapısı” mantığıyla yaklaşanlar da olabilir. Böyle büyük bir siyasi harekete, hele hele iktidardaki bir partiye kimilerinin bu nazarla bakması da gayet tabiidir. Büyük bir gemiye benzetirseniz AK Parti'yi, dümeninde kaptanı vardır, mürettebatı
Münir Derman hazretleri ks. dan Necip Fazıl Kısakürek'e mektup
Necib Bey, Çok uzaklardan, mezarlıklarıdan, ihtiyarların oturduğu sapa yerlerden bir kır çiçeği saliyetiyle size sesleniyorum. Sizi bundan 41 sene evvel Galatasarayın karşısında Senyuan denilen garib bir pastahane vardı, orada görmüştüm. Başınızda bir bere vardı. Garib ve yabancı olarak yalnız dışını gösteren bir genç olarak orada tesadüfen oturuyordum. Bilmem neden size o zaman için acımıştım... Ve dua etmiştim, duâm kabûl oldu... Abdülhakim Efendi'yi Eyüp'te ziyarette bu duâyı kendisine söylemiştim, "oldu oğlum, bir gün inşaAllah olur." demişlerdi. Geçenlerde bir işçide Esselâm isimli kitabınızı gördüm. Vasiyet kısmını okudum. Gözlerim doldu. Benim 70 tane 70.000 benim vardır. Size ananızın sütü gibi 7 tanesini bağışladım, şimdiden sizin olsun... Size akıl vermek hayalimden geçmez bile... Yalnız şunu söylemekten kendimi dizginleyemedim. Dışınız ile görünen içinizi kimseye göstermeyin. Namsız nişansız yaşadım, yaşıyorum. Bu küçük mektubu Abdülhakim Efendi'yi geçenlerde rüyada gördüm. Size bu sebeble yazmak arzusu duydum... Bizden Hakk'ın sela-mı üzerinize olsun. Münir Derman. 21.09.1975
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.