Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ey biçare ve sinekten daha âciz, daha hakîr! Sen necisin ki, şu kâinatın Sâhib-i Zülcelâline tekzibe yelteniyorsun?
Sayfa 287 - Tenvir NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Ey bîçâre ve sinekten daha âciz, daha hakîr! Sen necisin ki, şu kâinâtın Sâhib-i Zülcelâl'ini tekzîbe yelteniyorsun?
Çok güzel bir yer
Ey dalâlet-âlûd mütemerrid insancık! Ateşböceğinden daha sönük kafa fenerinle nasıl şu güneşlere karşı gelebilirsin? Onlardan istiğnâ edebilirsin? Üflemekle onları söndürmeye çalışırsın? Tuuuh! Tuf.. senin o münkir aklına!.. Nasıl o iki lisân-ı gayb ve şehâdet, bütün âlemlerin Rabbi ve şu kâinâtın sâhibi nâmına ve O'nun hesabına söyledikleri sözleri ve da'vâları inkâr edebilirsin? Ey bîçâre ve sinekten daha âciz, daha hakîr! Sen necisin ki, şu kâinâtın Sâhib-i Zülcelâl'ini tekzîbe yelteniyorsun? Sözler
Ey bîçâre ve sinekten daha âciz, daha hakir! Sen necisin ki, şu kâinatın Sâhib-i Zülcelal'ini tekzibe yelteniyorsun?
Sayfa 302 - Sözler NeşriyatKitabı okudu
1000KİTAP'TA NECİSİN? HEDEF 100 YORUM (abartma hakkımı kullanıyorum-2)
Yorumcu 🗨️ İletici 🗯️ Alıntıcı 📚 İncelemeci 💭 Okuyucu 📰 DMci 💬 İsim Değiştrici 🔄 Beğenmeci 👍 Tekrar paylaşımcı 👁️‍🗨️ Kitap okumacı ❤️📚 Profilci 🧒 GTci 💕 Keşfetçi 👀 Yazarcı 🖋 Çevirmenci 🇹🇷🔄 Şiirci 📜 1000Kitap stalkcısı 🙊 BEN:💬 🗨️ 💕 ve 🙊
Reklam
Allah'ın nurunu üflemekle söndüreceğini mi sanırsın?
Ateş böceğinden daha sönük kafa fenerinle nasıl şu güneşlere karşı gelebilirsin? Onlardan istiğna edebilirsin? Üflemekle onları söndürmeye çalışırsın? Tuuuh, tuf, senin o münkir aklına! Nasıl o iki lisan-ı gayb ve şehadet, bütün âlemlerin Rabb'i ve şu kâinatın sahibi namına ve onun hesabına söyledikleri sözleri ve davaları inkâr edebilirsin? Ey bîçare ve sinekten daha âciz daha hakir! Sen necisin ki şu kâinatın Sahib-i Zülcelal'ini tekzibe yelteniyorsun?
Mevlid Kandilimiz Mübarek Olsun
Hayatın gayesi, yaratılışın mânâsı silinmiş, yok olmuştu. Her şey mânâsız başıboşluk ve hüzün örtülerine bürünmüştü. Ruhlar bir şey bekliyor, bir nurun zulmet perdesini yırtmasını içten içe hissediyordu. O vahşet devrinde kâinat ufkundan bir güneş doğdu. Bu güneş âhir zaman Peygamberi Hz. Muhammmed Aleyhissalâtü Vesselam idi. Tarihin seyrini, hayatın akışını değiştiren bu eşsiz olay, dünyayı yerinden sarsan değişimlerin en büyüğü idi. İşte insanlığın akıl ve kalbinde düğümlenen "Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?" sorularını, düğümlerini çözüp kâinatın Sahibini ilân ve ispat edecek bir zatın teşrifi sadece insanların ruh ve kalbinde değil, diğer varlıklarda, hattâ cansız eşyada bile yansımasını bulacaktı. O gece evin içi nurla doldu, yıldızların sanki üzerimize dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördük." Evet, bu ulvî anı dile getiren Mevlid'in yazarı Süleyman Çelebi bütün bu hakikatleri şu beytiyle şiirleştirmiştir: "Hem Muhammed gelmesi oldu yakin Çok alâmetler belürdi gelmedin." Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi, yapılan hesaplamalara göre, Miladi takvime göre 20 Nisan'a denk gelen gece idi. Getirdiği ebedi nura, açtığı saadet caddesine ve sünnet-i seniyyesine yeniden sımsıkı sarılmak ve Mevlid Kandilini vesile ederek ona yeniden biatimizi, bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir. Yüce Rabbim bizleri sevgili Resulünün şefaatine nail eylesin. Âmin.
Zavallı insanlar! .. Ve sen zavallı kibar insan! .. Ne acıyorum size bilseniz!.. Yolunuzda, geçim derdin­den çeneleri uyuşmuş, donmuş bir kimseye rastlıyorsu­nuz, ona sevginizi, sonsuz insanlığınızı göstermek iste­ğiyle acele soruyorsunuz: - Çabuk, çabuk, söyle bize, yabancı; kimsin, ne­sin, necisin, nereden gelip nereye gidersin, hakkımız­da ne düşünürsün, aramızda ne yapmak niyetindesin? ... Zavallı insanlar! .. Zavallı kibar adamlar! .. Ne acıyorum size bilseniz!.. .
Sayfa 14 - Varlık Yayınları · Ağustos 2013 ·Kitabı okudu
462 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.