Yaşlı adam eliyle bir sandalyeyi, bir masayı ve bir yığın kitabı
bana gösterdikten sonra odadan çıktı ve okumak üzere oturduğumda
kitapların çok eski ve küflü şeyler olduğunu gördüm;
aralarında ihtiyar Morryster’ın Marvells of Science’ı, Joseph Glanvill’in 1681’de basılmış Saducismus Triumphatus’u, Remigius’un 1595’te Lyon’da basılmış,
şok edici Daemonolatreia’sı ve en kötüsü, deli Arap Abdül Alhazred’in
hiç görmediğim, ama fısıltıyla hakkında korkunç şeyler anlatıldığını duyduğum,
adı ağza alınmaz Necronomicon’un Olaus Wormius
tarafından yapılmış yasak Latince çevirisi vardı.
...
Böylece kendimi okumaya vermeye çalıştım ve çok geçmeden
o lanetli Necronomicon’da bulduğum bir şeye dalıp gittim;
akla ziyan bir düşünce ama kanepenin karşısındaki pencerelerden
sanki gizlice açılmış birinin kapatıldığını duyduğumu
düşündüğümde bundan hoşlanmadım.