Dizi/Film olan kitap 5 🎬📚
Klasik kitaplardan sonra genellikle daha farklı tarzda bir kitap okumaya çalışıyorum amaa
Game Of Thrones uzun soluklu bir seri. Herhangi bir kitaptan sonra kafa dağıtmalık bir kitap değil maalesef 🥲 kitaplarını okumadım dizisini izledim ve finali tam bir hayal kırıklığı bu kadar güzel bir seriden öyle bir final… 🥲
Kitaplarını okumaya asla cesaret edemediğim bir seri 🤭 aranızda okuyan var mı?
Sonunun öyle bittiğine inanmayıp bu seriyede nasıl başlayacağımı bilmiyorum 🤭
Dizi/Film - Kitap karşılaştırmamın en uzun süre bekleyecek olanlarından biri galiba 🥲
🐺 "Kış geliyor." Ned Stark
🦁 "Tahtların oyununu oynadığında, ya kazanırsın ya da ölürsün." Cersei Lannister
🦁 "Nasıl bir kılıcın bileme taşına ihtiyacı varsa bir aklın da kitaplara ihtiyacı var. Bu yüzden bu kadar çok okuyorum." Tyrion Lannister
🦁 "Aşk için yaptığım şeyler..." Jaime Lannister
-----------------
De : Artık
Dê: Hadi
De: Ver/vermek
De: Neyse
Ek olan De: inde, ında...
Örneğin:
"De were" dediğimizde "Gel artık"
"Dê were" dediğimizde "Hadi gel"
"Di cih de" dediğimizde "yerinde"
"bidê-nedê" dediğimizde "ver-verme"
"De çi bû bû" dediğimizde " Neyse olan oldu"
demiş oluruz...
"Anne" anlamına gelen "dê" ise dayê'den şekil almıştır, unutmayalım... :)
"... tanıklar iyi tanıklık etti, davacılar iyi savunma yaptı, yargıçlar da iyi hüküm verdi."
Vee idam kararı resmen alınmıştır, herkes evine dağılabilir, kaldığı yerden hayatına devam edebilir. Peki ya, hakkında idam kararı alınmış mahkuma ne olacak? Ben bu sorunun niteliğini,
Amelie kocasıyla birlikte kaçırılır, kendisini karanlık bir odada tutuklu olarak bulur, en başta ne bu işin arkasında kimin olduğunu biliyordur ne de neden orada olduğunu. Kitabı iki part ta okuyoruz, ilki kaçırılma, ikincisi hesaplaşma diye. İlk part ta Amelie’nin geçmişine de gidiyoruz, işte Amelie’nin kimsesinin olmamasına babasının ölümüne, neden Fransa dan İngiltereye geldiğine, arkadaşlarıyla nasıl tanıştığına, iş bulmasına, Ned ile nasıl evlendiğine vs, ve bu kısımlar beni en çok çeken yerler oldu. Kitabı ilk 100 sayfada çok beğenmiştim, akıcılık konusunda tüm kitap akıcı onun garantisini verebilirim en azından benim için öyleydi, yazarın kalemini de seviyorum diğer kitaplarından, ama bu ilerledikçe bi vasatlaştı, bir şeyler eksikti, kitabı takip etmekte zorlandım bi ara. Belki de bunun sebebi ilk partın sonunda olayların istediğim gibi gitmemesiydi ama her türlü okuduğum diğer iki kitabını göre daha alttaydı. Yine de pişman değilim, kötü de demiyorum ama daha iyisini yapabilirdi bence yazar bu kurguyla. Ayrıca Amelie’nin salaklığı ve kitapta erkeklerin ciğeri beş para etmezliğini de katarsak yer yer sinir bozucuydu. Yine de elbette okunabilir ama beklentimi yeterince karşılamadı, the guest’i okumayı planlıyorum simdi o daha iyidir diye ümitliyim bakalım, keyifli okumalar
The PrisonerB. A. Paris · St. Martin's Press · 20221 okunma
--Aman pek tumturaklı, diye tersledi profesör. Yetti yahu şu farfara!
--Şahikalar, diyerek devam etti Ned Lambert, kuleler gibi yükselip ruhumuzu arındıran ve sanki...
--Dilini arındır, dedi Bay Dedalus. Hey Yarabbelalemin! Evet? Bir şey alıyor mu bu tırı vırıya karşılık?
--Ve sanki İrlandamızın o emsalsiz panoramalarına eklenmek üzere, başka memle ketlerin takdire şayan manzaraları olsa bile bizimkisi eşsiz, koruların ve eğimli düzlük lerin ve nefis çayırların o yemyeşil müthiş güzelliği, İrlanda'nın gizemli şafağında şeffaf bir tül gibi parıldayan...
--Gecenin ecesi Ay, dedi Profesör MacHugh. Hamlet'i es geçmiş.
.
Kitabın sonunda yazar bizə bir iki sual verir bu sualları cavablandırmağa çalışdım.
"Bilmirəm demək olar mı ki, bu xoşbəxt sonluqla bitən ilk əsərimdir?"
Hansı xoşbəxt sonluqdan söhbət gedə bilər ki, insanları daha yaxşı səviyyəyə çatdırmaq üçün pis insanları soyuqqanlı şəkildə öldürüb, yaxşı insanlara heç nəyi doğru dürüst başa salmadan onları yeni yaşama yönləndirmək. Ama Kənan və Fidanı düşünsək niyə də bu əsərə xoşbəxt son deməyək? Axı onlar ayrı ayrılıqda pis insan idi və öləcəkdilər. Ama aralarındakı sevgi onları birləşdirdi və sevgi onların içindəki pisliyi öldürdü, beləcə sağ qaldılar. Ama bu qədər həqiqəti, qəddarlığı qaldırıb yaşamlarına heç nə olmamış kimi rahatca davam edə bilərlər mi? Kitabda da qeyd olunduğu kimi bu qəribə, qəddar və qarışıq sonluqla bitən kitab..
"Bəs sizcə dünyanı daha yaxşı səviyyəyə gətirmək üçün bu qurbanları vermək olardı mı?"
Günahsız insanları uşaqları öldürmək, ..daha yaxşı səviyyə yaradıb insanlığı inkişaf etdirək deyərkən ilk olaraq öz insanlığınızı itirmədiniz mi?
"Siz Nedə və gizli təşkilatlara haqq qazandırdınız mı?"
Ned masonların ən yüksək səviyyəsində idi, müəllimlik dərəcəsində. Masonlar isə bütün ölkələri dağıdıb, dünyanı bir azad xalqa çevirmək hakimiyyəti öz əlinə almaq istəyirdi ama bu xeyirdən çox zərər gətirməz mi?
Ümumi olaraq axıcı və maraqlı idi, masonlar haqqında çox ətraflı və maraqlı məlumatlar var.
EvakuasiyaQaraqan · Qanun Nəşriyyatı · 20191,100 okunma
Sene 1869 aylardan Mart, iki ayda bir yayınlanan gençlere yönelik Magasin d’Éducation et de Récréation adlı bültende heyecanlı bir tefrika yayınlanmaya başlar. 1870'in haziran ayında sonlanan bu hikaye
Jules Verne'nin en beğenilen romanlarından bir tanesi olan
SIRÇA ANAHTAR
Sırça Anahtar, yazarının deyişiyle, otuz saat süren tek bir oturuşta yazılmıştır.
Hammett'ın kahramanı yaşadığı toplumun günlük birer öğesi olan gözdağı, kaba güç, hile, sahtekarlık ve şantaj gibi silahları büyük bir doğallıkla kullanır. Ned Beaumont, Agatha Christie'nin hafiyesi gibi değildir; düşünceleri didik didik edilmez. Okur, olayın içine çekilir, o da Ned Beaumont'la birlikte görür neler olduğunu. Sırça Anahtara polisiye roman deyip geçmek, onun güzelliklerini sınırlamak anlamına gelir. Peki Sırça Anahtar neyin simgesidir? Okur bunun yanıtını romanın derinliklerinde bulacaktır.
Demokrasi denen politik oyunun kulisinde sahnelenen karanlık bir oyun. Oyunun başrolünde iki erkek. Bileğine sıkı, gözü kara. İki yeraltı adamı. İki sıkı dost... Önlerinde fırsatlar. Güç ve para... Zirveye uzanan merdivenler. Omuz omuza tırmanılacak basamaklar... Ama aşk denilen bela. Tıpkı cinayet gibi planları bozmak için vardır. Hayatın o benzersiz mantığını bize dayatması için. Ve yazgı kendi lisanınla konuşmaya başlar. Politik çıkarlar. İnsan olduğunu söyleyen mahlukların ne mene canavarlar olduğunu gözler önüne sererken. Dostluklar da aşkın mihenk taşında bir bir sınanır, iç içe acılan entrika dolu odaların kapılarının kilitleri sırça anahtarlarla açılır. Karşımıza çıkan gerçek hiç de güzel değildir... Ama yaşam ne kadar sert olursa olsun yine de güzeldir... Elbette yeterince cesur olanlar için...
Sırça AnahtarDashiell Hammett · E Yayınları · 198645 okunma
Merhaba, ilk incelememin bana vermiş olduğu yetkiyle birazcık heyecanlanıyorum.
Taht oyunları oynanmaya başladığında ya kazanırsın ya da kaybedersin, bunun ortası yoktur.
~Cersei Lannister
Kitap efsaneydi, özellikle son kısımlarında ok yağmuruna tutuldum diyebilirim. Adından da anlaşılacağı üzere entrikalarla dolu, ensest ilişkilerin yaşandığı
Guy Gavriel Kay, Gök Cennetin Altında adlı kitabıyla daha birkaç ay önce tanıştığım, kendisi 'bestseller' olan bir yazar. Dünya Fantazi Ödülleri 2011 adayı Gök Cennetin Altında'yı okuduğumda eksik ve beklentinin altında bulmuştum. 2008 Dünya Fantezi Ödülü kazananı Ysabel kitabıyla bir kez daha yazara şans vermek istedim çünkü
İlyada okumak, şimdiye kadarki en ilginç okuma deneyimlerimden biri oldu.
***
Bir kere, mitolojinin yabancısıyım. Hadi isimleri, olayları, tanrıları ve insanları birazcık okuyup dinleyip oturttum diyelim. Ben fantastik unsurların da bir miktar yabancısıyım. Yani tanrılar, savaşan taraflardan birini hop diye bir anda savaş meydanından kaçırıp