Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
·
Puan vermedi
"GELECEK" bu kavramı kullandığımız ya da duyduğumuz andan itibaren hemen hemen herkesin aklında çok daha parlak, gelişmiş, ileri teknoloji ya da akıl almaz derecede ileri seviyede bir çok şey canlanmakta. Peki ya neden? Bunun tam tersini neden düşünemiyoruz. Belki de gelecek aslında hiç de sandığımız gibi ileri seviye değil de tam tersi bir zaman dilimidir. Bu kitapta gecen isimsiz zaman yolcumuz da zamanda yolculuk yapabileceğini öne sürse bile çevresi tarafından pek de güven verici biri olarak görülmediği için, kendisine inanan kimsenin olmaması sonucunu doğurmakta. Her ne kadar kendisine inanilmasa da Zaman yolcusu gerçekten de bunu basarabilmekte. Ancak hepimiz gibi onun da gelecek planları kafasındaki ile asla bağdaşmamaktadır. Gittiği zaman diliminde iki farklı tipin ortaya çıktığını görmektedir. Bu tiplerden birisi sevimli, küçük ve sürekli oyuna meraklı eğlenceli karakterler, Diğerleri ise bunlara tam zıt karakterler. Zaman yolcusunun hiç de beklemediği kafasında hep daha iyi canlandırdığı gelecek aslında hiç de öyle değildir. Bu kitapta da gelecekte zaman yolcusunun başından geçen olaylar anlatılmakta. Yazarın diğer eserleri gibi bu eseride akıcı, anlaşılır ve kısa sürede bitirilebilecek güzel bir kitap.
Zaman Makinesi
Zaman MakinesiH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201928,7bin okunma
Hayat çoğu zaman kostümlerimizi giyip kuklalaştığımız bir tiyatro. Kuklayız çünkü her saatimizi toplumsal güdünün istediklerine göre planlıyoruz. Farklı şeyler üzerine düşünmek şöyle dursun yaptığımız şey üzerine bile neden diye düşünemiyoruz. Güdülenmenin getirdiği düşünememe kolaylığının hazzı hapsediyor bizleri. Tiyatrodayız çünkü kendimizi tanımadan, olmak istediğimiz bir tasavvurun içinde yaşamak istiyoruz. Herkesin belirli sıfatları kostümleştirtiği bu tiyatronun kıyafetleri yırtık ve pırtık oysa; güçlü görünmek, güzel görünmek, karizma görünmek, biliyor görünmek. Hep görünmenin telaşesi, hiçbir zaman olmanın gayreti yok.
Hasan Gök
Hasan Gök
Reklam
Kalben istemek
MerhabaPierre, Bu senenin haziran ayında Frankfurttaki seminerine katıldım ve o zamandan beri olanları kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Formüle edilmiş bir sürü isteğim peş peşe gerçekleşti. Ama anlaşılan o ki en büyük isteğim olan şey, yeni bir hayat arkadaşı bulmak, bir türlü yankı uyandırmıyordu.Böylece senin tavsiyelerine uyarak, işe şu ana
Elips kitapKitabı okudu
Bu futbol taraftarlarının neden yüzde sekseni doksanı aptal acaba diye kafa yordum, biraz farklı örneklerle hasbihal ettim. Şu sonuç çıktı ben de; Eğitimi kötürümleştirilmiş bir ülkeyiz, ezberden kurtulamıyoruz düşünemiyoruz özgür değiliz müridiz, siyaset bilgimiz çok zayıf, ataerkil bir toplumuz, yetersiz besleniyoruz..
NEDEN Mİ KAYBEDİYORUZ?
Kaybediyoruz çünkü iyi niyetliyiz ve herkesi de öyle zannediyoruz. Biri yüzümüze güldüğünde hemen ona inanıyoruz. Kaybediyoruz çünkü sevdiğimiz kadar sevileceğimizi düşünüyoruz ve karşımızdaki insanların sevgilerini hiç sorgulamıyoruz. Ne deseler hemen inanıyoruz... Kaybediyoruz çünkü yarım satırlık insanlar için yarım asırlık hayaller kuruyoruz. Hayallerimiz yıkıldığında da altında kalıp eziliyoruz. Kaybediyoruz çünkü aklımızı dinlememiz gereken yerlerde kalbimizi dinliyoruz. Gitmemizi gerektiren onlarca sebep varken, yine kalmayı tercih ediyoruz. Kaybediyoruz çünkü hiç kimseye yok diyemiyoruz. Herkesin yardımına koşuyoruz ama kendi dert ve problemlerimiz varken kimseden yardım isteyemiyoruz. Kaybediyoruz çünkü mutlu etmeyi mutlu olmaktan daha çok seviyoruz, Sevdiğimiz insanları mutlu etmeye çalışmaktan, kendi mutluluğumuzu hiç düşünemiyoruz. Kaybediyoruz çünkü sevgimizin ayarı yok. Sevdiğimiz insanlara o kadar çok değer veriyoruz ki kendilerini vazgeçilmez zannedip bize ona göre davranmaya başlıyorlar, “Kaybediyoruz çünkü iyi olmaktan vazgeçemiyoruz.”
79 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Mutlu günler. Savaş, Et Yiyiciler ve Avcılık olarak 3 bölümde incelenmiş bir kitabı geride bıraktık. Şöyle söyleyeyim, daha ilk cümleden hak verdiğim için ona göre okuduğum bir eser oldu diyebilirim. Paylaşırsam, bana hak verileceğini düşündüğüm için de şöyle eklemek istiyorum: Yabancı milliyetten insanları, Fransızları,
Vahşi Zevkler
Vahşi ZevklerLev Tolstoy · Kaos Yayınevi · 2021188 okunma
Reklam
Hey gidi yalan dünya, sana neden bu kadar bağlanıyor, çadırımızın kazıklarını derinlere çakıyoruz ki? Neden düşünemiyoruz en derin çadır kazıklarının da bir gün yerlerinden söküleceklerini ve sahibinin alınıp götürüleceğini?
Sayfa 24
Merak eden varsa ve vakit varsa okumaya?
Biz Allah’a iman ediyoruz ama Yüce Allah’a iman etmiyoruz galiba. Nasıl bir Allah tasavvuru var ki bizde bütün dengeleri bir anda değiştireceğini düşünemiyoruz. Allah -haşa- Gazze’den habersiz değil. -Haşa- Yahudi, Allah’a rağmen zulmetmiyor. Allah demir kubbeyi Yahudinin başına yıkma kudretine sahiptir, Yahudiyi bir anda helak etmeye de. Bunu ne kadar içselleştirirsek Allah’ın bize zafer lütfetmesi o kadar yakındır. Zira zaferler Allah ile kazanılır, Allahsızlık ile kaybedilir, peki hiç düşünüyor muyuz görünürde Allah zalime neden izin veriyor veya asıl bizden ne istiyor diye ? evet Allah'a tevekkül edersek kazanırız amenna peki ya bize düşenler? Filistin ve meselesini her haliyle öğrenip haykırmadığımız, işe yaramaz her haltı öğrettiğimiz ancak bu hakikatleri evlatlarımıza anlatmadığımız, çıkarlarımız için maddi manevi zalimin ekmeğine yağ sürdüğümüz, menfaatlerimiz için Hz. İbrahimin su damlası taşıyan karıncası kadar tarafımızı belli edemediğimiz miskinliğimiz, gerekirse gecelerce bizi uyutmaması gereken davamız, kısacası samimi Müslümanım diyebilmek için yapmadığımız ne varsa, bunlardan sonra tevekkül edilebilmeli değil mi? aksini yapıp Allah'a tevekkül ettik deyip sorumluluğu üstümüzden atmak çok tutarsız olmuyor mu sizce de?..🖋️
Önyargı
Oysa ben seminerlerimde bile önyargıyla ilgili bir hikâye anlatırdım dinleyenlere. Yeri gelmişken sana da anlatmak isterim sevgili okurum, yol arkadaşım. Adam, oğlunu arabayla okula götürüyor bir gün. Yolda bir kaza oluyor ve talihsiz baba kazada can veriyor. Çocuksa ağır yaralanıyor. Ambulans geliyor hemen, çocuğu hastaneye kaldırıyorlar. Ameliyat masasında çocuğu gören cerrahın yüzü bembeyaz oluveriyor birden. “Ben bu çocuğu ameliyat edemem çünkü o benim oğlum” diyor. Garip değil mi? Seminerlerimde de hikâyeyi buraya kadar anlatırım ve katılımcılara “Sizce cerrah neden böyle söyledi?” diye sorarım. Elbette herkesten farklı cevaplar gelir. Kimi oğlanın evlatlık olduğunu söyler, kimi ikiz olduğunu düşünür. Başka hikâyelerüretenler de yok değil tabii. Merak ettim şimdi... Acaba sen ne düşündün? Hikâyede aradığımız cevabın ne olduğunu ben söyleyeyim o halde. Çocuğu ameliyat edemem diyen cerrah doğru söylüyor aslında. Çünkü o ameliyat masasında yatan çocuğun annesi... Sence neden çoğumuz bunu düşünemiyoruz dersin? Çünkü bilinçaltımıza cerrahların erkek olduğu kodu yerleşmiş. Ameliyatı yapacak olan cerrahın, aslında çocuğun annesi olabileceği ihtimali hiç gelmiyor aklımıza ya da belki türlü çeşitli ihtimallerden sonra düşünebiliyoruz bunu ancak.
FHKC Lideri George Habaş'ın konuşması
"Bayanlar ve baylar; Yaptığımız şeyi neden yaptığımızı size açıklamanın benim görevim olduğunu hissediyorum. Elbette, liberal bir bakış açısıyla, yaşananlar için üzgünüm ve son 2-3 gün boyunca size bazı sıkıntılar yaşattığımız için de üzgünüm. Fakat bunu bir kenara bırakarak, yaptığımız şeyi neden yaptığımızı anlayacağınızı ya da en azından
Reklam
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Çocukluğunu unutmuş her yetişkin bireyin, her öğretmenin, okuması gereken bir kitap. Biz büyükler, öğretmenler ne kadar da anlamıyoruz insan ruhundan. Oysa ki çocuklar her şeyi, her durumu anlayabiliyorlar. Bizler ne kadar basit düşünüyoruz her şeyi, çocuklar kadar ince neden düşünemiyoruz? Acaba biz de çocukken böyleydik de sonradan mı bu kadar anlayışsız olduk? Çocuklara öğütler verirken, onlara davranışlarla örnek olmayı neden unutuyoruz? Yaptığımız hatalar, yanlış davranışlar açığa çıkınca da hatalarımızı, suçlarımızı neden çocuklara yüklüyoruz? Onların kendilerini savunmalarını acaba hafife mi alıyoruz? Kızarak kendimizi haklı mı çıkarmaya çalışıyoruz? "Çocuğa hayaller vermek yerine, onların gözüyle gerçek dünyamızı yansıtan, üstelik bunu çarpıcı bir mizah ve eleştiriyle yapan bu bu kitap küçük bir başeserdi."
Şimdiki Çocuklar Harika
Şimdiki Çocuklar HarikaAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 201916,7bin okunma
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
372 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Platon/Devlet
Devlet kitabı herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm nadide bir eser. Hatta hayatımızın belirli dönemlerinde tekrar tekrar okunmalı. Okurken çokça düşündüren bir eser.Kitap kendi içerisinde 10 kitaplık bölümlere ayrılmış ve her bölümde baska bir konu tartışılıyor. "İdeal devlet nasıl olmalıdır?" sorusunun cevabi araniyor. İnsanların yüzyıllar öncesinde yazdığı şeyleri biz neden 21. yüzyılda düşünemiyoruz, tartışamıyoruz, sorgulayamıyoruz diye düşünmeden edemedim doğrusu! Şiddetle tavsiye ediyorum
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,5bin okunma
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.