"Yakın bir tarihe kadar, Sovyet rejiminin ilk zamanlarındaki uygulamaları ağzımıza almamız dahi yasaktı. Turistlere bazı tarihi eserlerin ne olduğunu anlatamıyorduk. Örneğin, ziyaretçilerimizi Ark'ın etrafında gezdirirken, neden o durumda olduğunu sorduklarında, zamanın tahribatı, deyip geçmek zorundaydık. 1920'de Sovyetler'in burayı bombalayıp yapıyı param parça ettiklerini söyleyemiyorduk. Müzelerde, Buhara Emiri'nin yaptırdığı katliamları gösteren resimler -boğaz kesmeler, adam asmalar, dayaklar ve diri diri gömmeler gibi- asılıydı. Bundaki amaç İslami devirlerde, yani Sovyetler imdadımıza koşup, bizi uygarlaştırmadan önce, burada yaşanan hayatın ne kadar ilkel olduğunu göstermekti. Bunların iyi anlaşılması gerek. Özbeklerin Emir Timur'u kendilerine mal etme gayretlerinin altında yatan neden budur. Özbekistan'da Timur'un büyüklüğünü abartma ve benzeri eğilimler olduğu söylendi. Olabilir; ama biz henüz çok genç, dizlerinin üstünde doğrulmaya çalışan bir ülkeyiz, bize yeni bir sembol gerek. Daha önce Lenin vardı, ama bizden biri bile değildi. Eğer bir abartma varsa da, bence bu tamamen hoşgörüyle karşılanmalıdır."