MODERN HAYATIN GÖLGESİNDE KAYBOLUŞUMUZ
Şehir hayatından sıkılıp köylerde yaşamak isteyen insan sayısı giderek artıyor. İnsan ilişkilerinin sığlığı, kalabalık içindeki yalnızlık duygusu, evcil bir hayvana dahi bakmanın zahmeti, yarım saatlik bir işiniz için bile tüm gününüzün trafikte geçmesi gibi bir çok negatif nedenler, gittikçe metropollerden
"Bu kitap zihinsel hastalığı olan ve kendinde yardım alacak gücü bulanlara adanmıştır."
psikiyatrist yazar Gary Small hastaların anılarını koruma konusunda yardımcı olurken, birçoğunun da unutmak istediği anıları olduğunu ve bu anıların ardında çözümlenmemiş psikolojik sorunlar, kişinin gerçeklikten kaçmasına neden olan aşılamamış
Kendimi Kabule Dair ya da Kaktüsün Dikeni Buyur Etmesi.
Her hayranlık ardından tiksinti veriyordu. Önce hayran olunandan sonra kendimden. Oysa tiksinilecek bir varlık değildim. İsmet Özel gibi şiir yazamamak şiirden vazgeçirmişti. Mikhail Tal gibi oynayamamak satrançtan. Oluşu başkalarında aramak motivasyonu bir diğerine bağlı kılmaktı. Oysa
"Ben abimin yanındayım, hep olduğum gibi. Eren yine restaurantının başında, ailesi bir süre yalnız kalmasını istemedikleri için Eren ile yaşayıp döndüler. Nisan bir süre ailesinin yanında yaşadı, bu süreci atlatmaya çalıştı ama onların yanıda bu süreci atlatmak yerine daha kötü oldu. Yaşadıklarını sana ayrıntılı bir şekilde anlatır ama bir karar
verip ayaklarının üzerinde durmak için bir adım attı. Eren'in restaurantma gidip iş başvurusu yapmış." dedi gülümseyerek.
"İş başvurusu mu?" diye sordum gözlerimi aralayarak. Uraz başını salladı.
"Evet. Bunu sana ayrıntılarıyla anlatıp seni güldürmek için sabırsızlanıyorlardı. Bu arada zaten tahmin ediyorsundur ki bir ilişkileri var. Bir yıldır beraberler, beraber çalışıyorlar. Nisan ailesinden ayrıldıktan sonra önce bir süre kuzeninde kaldı, sonra kendine bir ev tuttu."
"Neden Eren ile yaşamıyor?" diye sordum merakla.
"Bu şekilde daha sağlıklı bir ilişkileri olacağını düşünmüşler. Bulut ise hala okuluna dönmedi, aslında kendini hala tam
olarak toparlayamadı. Bir gün uzun uzun anlatır. Olayı haberlerden duyan eski kız arkadaşı defalarca kendini affettirmeye çalıştı.''
"Bir saniye bir saniye.." dedim şaşkınlıkla,
"Haberler mi? Biz haberlere mi çıktık?"
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır.
(Giriş)
Nietzsche, hakkında çok fazla yanlış bilginin dolaştığı, düşüncelerinin Naziler tarafından çarpıtıldığı, kimilerinin peygamber, kimilerinin de öcü gördüğü, felsefeyle ilgilenen hemen herkesin, bilgisi olsun olmasın, hakkında konuşmaktan çekinmediği, kısacası cahil dedektörü işlevi
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF
Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Karşılıklı kaçamak bakışlar ve ürküten bir sessizlik... İnsanın iyiye yorduğu her şey için kendisine kızdığı, ümitlenmekten ölümden korkar gibi korktuğu o anlar... Alper, sessizliğin neyi getireceğinin bilincinde, susmamacasına konuşmaya başladı. Sesi uzun bir tefekkür sürecinin sonunda varılmış derin çıkarımları izah edecekmiş gibi ciddi bir tona
Oradan oraya savrulan bir hayat hikayesi.. Annesizliğin, akrabasızlığın getirdiği kendine yetememezliğin göğsüne bıçak gibi saplandığı acı ile babanın her şeye yetmeye çalışması, ar, edep, namus ve acıyı tatlı şerbet yaparak oğluna acı-tatlı deneyimleri öğreterek hayata hazırlayışının satırlara dökülmesinden oluşuyor.Annenin ayakkabısının hep eski kalması ve yeniyi aldığında suçluluk hissetmesi içimde bir acı, annenin vefat etmesi ayrı bir acı, bir tren vagonunda yaşama tutunmaya çalışmak ise apayrı bir acı olarak bende kaldı.
Okunduğu zaman neden bu kitabı bu kadar zaman dikkatimi çekmemiş diyeceksiniz.Mendilinizi hazırlayın, keyifli okumalar.
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,1bin okunma
"Şu güzelim toprakların kaderi hep acı, hep kavga, hep trajedi mi? Anadolu insanı en eski çağlardan bu yana neden hep gözyaşı yahut kan ile imtihan oluyordu?"
Hep ertelediğim bir kitaptı.
Yeni bir kitap okumak için karar verme aşamasındayken anasayfamda karşıma çıktı aynı kitap: yaşamak!
Kıymetli bir okurun incelemesi ile ikinci defa karşıma çıkmış oldu yani. Daha fazla ertelemeden başlayayım en iyisi dedim:)
Bazen olur ya bir kitaba başladığınızda karmakarışık olaylar olur, sizi kitaptan soğutma
Osmanlı sarayından Beyrut'a uzanan hüzünlü bir hikaye... İsyan Osmanli padişahınin 2.kusak torunudur. Adana da başlayan hikayesi, uzun yıllar ve yollar neticesinde Parise uzanır. İsyan ile beraber insan olmanın, çabanın, beklentinin ne olduğunu öğreniyoruz. Tadı damağımda kalan bir kitap oldu. Anlamlandiramadigim çevresindeki insanların İsyan
EVLİLİK ÜZERİNE
200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem
Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir.
Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır.
Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
Merhaba sevgili kitap dostlarım nasılsınız? Bugün sizlere sevgili yazarımız
Nilar Gök kaleminden AZGIN VAR öykü sevenlere güzel bir eser tavsiyesi ile geldim. Okurken çok keyif aldım kah üzüldüm, kah sevindim. Anadolu' da her bir yöreye gideceğimiz bu eseri kesinlikle tavsiye ederim.
İçinden birini değil bu öykülerin hepsini gerçekten çok