1. Hedeflerini parçala. 100 kilometre koşmak imkânsız. Peki, 1 kilometre? Tüm 100 kilometreyi bir günde koşman gerektiğini kim söylüyor? Kimse. Hayat senin! Her gün, evet istediğin her gün 1 kilometre, hatta 1 metre ilerlesen yine aynı yere varacağız.
2. Geçmişten ders çıkartmak ile kendine haddini öğretmeyi karıştırma lütfen.
3. Örnek aldığın insanlar başarmış kişiler olsun. Onlar nasıl başarmışlar ve önemli olan sen nasıl başarırsın? Nermin teyzenin oğlu neden avukat olamadı? Bana ne! Sana ne! Sana bu başarısızlıkları örnek gösteren ailen bile olsa dinleme. Hedeflerin ile arana girmelerine izin verme.
4. Hayallerin ile hedeflerin arasındaki farkı bil. Olmayacak şeyin peşinden koşma. Plan yap. Gerçekten bir yol haritası çıkmıyorsa, zorlama.
5. Yap, başla! Bir adım olsa bile at. Çünkü sen, sadece oturarak başarıya ulaşan bir tavuk değilsin. Her adımda daha çok inanacaksın yürüyebileceğine. Ve en önemlisi özgüven için yol arkadaşı arama. Zannettiğin gibi değil, kimseye ihtiyacın yok. Seninkine bağımlılık denir. Bırak kimse gelmesin, sen yine de git. Git ki, kendine varasın. Başaran sana gidelim. "Sürekli şikâyet eden ve başarısız sen" ile yeterince kaldık.
Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti de bünyelerine almışlardı.
Bir uçaktan paraşütle atlamakla, paraşütsüz atlamak arasında büyük bir fark vardır. İkisi de alışılmadık deneyimleri beraberinde getirirler; ama bir tanesi, bu deneyimi tekrar yaşama ihtimalini sunar.