mesela leibniz; bilmem neden böyle insanlardan söz etmezler okulda?
çocukları büyük iskender ya da napolyon olmaya özendireceklerine, neden onlara gauss'tan, pascal'dan bir şeyler anlatmazlar?
Livanelinin bütün kitaplarını severek okumuştum.Kendisi hakkında kafamda bir kanı oluşmuştu .Hayatını okuduktan sonra yanılmadığımı anladım.Gerçekten sanatçı biri hassasiyeti dürüstlüğü yardımseverliği vatanseverliği başka bir şey .Haddim olmadan bir yorum yapacağım siyasete girdiğinde çok üzülmüştüm harcanacağını düşünmüştüm.Kendiside bunu fark edip erkenden geri çark yaptı.Keşke kitabında bahsettiği gibi bir parti kursaydıda tüm kendi gibi vatanperverleri etrafında toplasaydı belki ülke bir kaç yıl daha ileri giderdi.Yıllar öncede şimdide neden düşünen insanlar hep yargılanıyor neden hepsinin bir hapishane kültürü var.Bir toplumda sanatçı yetiştirmek o kadar kolay mı? Sanatçılık allah vergisidir çalışarak torpille çabayla kazanılmaz.Onun için lütfen gerçek sanatçılara sahip çıkalım herbirini avrupanın çeşitli ülkelerine sürgüne göndererek barbar olan türk kimliğine bir yenisini daha eklemeyelim. nurten ulaba
Sevdalım HayatZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 20124,371 okunma
Mevzu ile alakası yok, yıllardır kafamı kurcalayan bir mesele vardı, onu da çözdüm sonunda. Aha burada da sizinle paylaşıyorum. Mesele basit ama benim için çok önemli. Yıllar önce İstanbul'da yaptığım absürd esprilere, anlattığım fıkralara Ankaralıların bayıldığını fark ettim. Yahu diyorum kendi kendime, burada bir sorun var. Ankara, İstanbul'un 10 yıl gerisinde mi acaba? Üstüne üstlük espri kaliteli, fıkra zekice değil, neden bu kadar gülüyor Ankaralı? Sonuçta boş bulunup anlattığım bir şey. Mesela şöyle bir espri: "Ayakkabın mı eskidi, at gitsin! Çorapların mı eskidi at gitsin! Pantolonun mu eskidi at gitsin! Eşek gelsin!" Bu. Ancak boş bulunup gülebilirsin buna? Öyle değil mi? Değil. Adam güldükçe gülüyor.
İşte yıllardır kafamı kurcalayan mesele bu.
Nasıl mı çözdüm mevzuyu? Valla zor oldu ama çözdüm. Şöyle oluyor: Malum memur şehri Ankara. Orada ya da burada karşınıza çıkan on kişiden yedisi bir kurumda ya bir memur ya da bilmem ne daire başkanı. Fıkrayı dinley
İsmet Saat KaçEbubekir Kurban · Orhun Yayınları · 201253 okunma
Adalet eliyle yazdıklarından dolayı cezalandırılan,suçu ispatlanmadığı halde beyhude yere 1 yıl hapishanede yatan,kendisi içerde,ailesi dışarda mahkumolan bir yazar'ın hikayesi.
Müfredattan neden çıkarıldığını okumak için aldım ve bitirdikten sonra bu saçma yasağa kesinlikle bir anlam veremedim. Kitabın belli bir bölümünde bir erkeğin bir kadına duyduğu ilgiden bahsediliyor. Acaba bu mudur çocuklarımızı yoldan çıkaracak olan?
Güzel bir kitap olmasına karşın, hem neden Uçurtma Avcısına eşdeğer tutulduğunu, hem de neden bu kadar beğenildiğini anlamadım. Sanırım "biz en iyiyiz, biz olmasak dünya batardı" fikrini yayması adına pohpohlanan bi kitap.
Okuyun ama abartmayın..
Ayrıca baskıda garip hatalar var ve kitap tasarımı kitaptan çok daha fazla şey beklemenize sebep olacak kadar etkileyici, fakat bi taraftan da hayal kırıklığını beraberinde getiriyor.
Küçük ArıChris Cleave · Pegasus Yayınları · 20115,4bin okunma