Aslında bu kitabı ikinci kez elime aldım. İlk okumaya karar verdiğimde, "Ne kadar güzel bir kitap!" diye başlamıştım. Ama ne yazık ki yarıda bıraktım. Kitabı ikinci kez birine hediye ettim ama o da okumadı. Ben de kendi kendime, "Bari ben sonuna kadar okuyayım, bakalım ne çıkacak?" dedim. Ve sonuçta böyle bir şey yokmuş ya, kitap muhteşemdi! İçeriğinden burada bahsetmeyeceğim, alıntı da yapmayacağım. Kısacası, bu kitabı herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Birçoğumuz kitap okuma alışkanlığı kazanmak isteriz. Ama nasıl? Bazıları kısa kitaplarla başlamayı önerir. Bana kalırsa kısa kitapla başlamak pek işe yaramaz. Yarayabilir mi? Neden olmasın?
Bana göre kitap okuma alışkanlığı kazanmak isteyen biri, öncelikle bir kitabı nasıl okuması gerektiğini öğrenmeli. Sonra kitaplara yönelmeli. Bu kitap da tam olarak bunu yapıyor. Kitabın içinde bazı yerleri sevmeyeceksin, geçersin. Kitap okuma alışkanlığı da bu şekilde kazanılır. Bazı kitapları hiç sevmeyeceksin ya da zor gelecek. Öpüp bir kenara koyabilmen lazım. "Yok, ben kitap okuma alışkanlığı kazanacağım. Bu kitaptan hoşlanmadım ama okuyacağım." dersen, birkaç gün sonra hiç okumayacaksın. Aynı şekilde, bu kitabın bazı yerlerini çok seveceksin, tekrar tekrar okumak isteyeceksin. İşte kendi zevkine uygun kitabı bulduğunda yaşayacağın şey budur. Zevkine uyan kitabı o kadar seveceksin ki elinden bırakmak istemeyeceksin. Ya da "Bu iyiymiş. Bu bitsin, buna benzer daha güzel kitaplar bulayım." diyeceksin.
Kısacası, bu kitap kesinlikle okunmalıdır.