Gerçeklerle yüzleşmek, insanın içsel bir yolculuğunun başlangıcıdır. Zorlu olabilir, acı verici olabilir, hatta bazen yıkıcı olabilir. Ancak, yalana inanmak, sadece bir süre için bir rahatlama sağlar ve sonunda daha derin bir karanlığa sürükler. İnsanoğlu gelişmek için, kendi gerçekliğiyle yüzleşmekten kaçamaz.
Gerçeklik algısı bazen
Mistik değişimler olan saplantılı bir matematikçi bir gün rüyasında yüz seksen sekiz sayısını görür. Ve rüyasının devamında küçük bir çocuk gü�lerek ona şöyle der: “Bu sayının ne anlama geldiği çevredeki herkes bilecek ama sen bilemeyeceksin!” Matematikçi uykudan uyanır uyanmaz bu sayının peşine düşer. Çünkü onun inançlarına göre hiçbir sayı
Ne yapacaksınız? Öldürecek misiniz onu?
Neden olmasın?
Kimler öldürür biliyor musunuz? Bu ara her gün gazetelerde karısını ya da sevgilisini öldüren erkekleri okuyoruz. O adamların bir atımlık barutu kalmış. O kadınları çok sevdikleri için öldürmüyorlar; zayıflar, güçsüzler, çaresizler... Ellerindeki bir atımlık barutu da kullanmışlar... O kadını da kaybederse hayata neresinden tutunacağını, nasıl ayakta kalabileceğini bilmiyorlar. Korkuyorlar yani... Onları katil yapan, içlerindeki bu büyük korku... Sizin barut da bir atımlık mıydı?
Cibiliyet
Sözlüğe bakayım dedim
Cibiliyet ne demek diye
Neden baktığım en sonunda yazacağım
Arapça kökenli bir kelime Arap kültürünün hakim olduğu bir dönemde bu kelimelere anlam yüklemek gerekmez mi?
Yaratılışı iyi veya kötü olan, sütü bozuk olan veya olmayan, soyu sopu belli olan olmayan soylu ve soysuz anlamına geliyormuş
Sonra yakın