Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
429 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Açıkçası iyi mi kötü mü net bir şey söyleyemediğim kitaplardan biri.Değindiği konu bakımından ve konuyu işleyişi bakımından güzel bir kitap.Yazar ana karakterin sorununu okuyucuya öyle aktarıyor ki hissediyorsunuz sanki siz yaşamışsınız gibi ya da bir kız olduğum için ben öyle hissettim.Kitabın eksisi diyaloglar.Esas kız ile esas oğlan arasında geçen diyaloglar çok basit ve uzun cümlelerden oluşuyor.Şahsen ben romanlardaki yakışıklı ve çekici esas oğlanın öyle uzun uzadıya sürekli aynı kapıya çıkan cümleler kurmasını istemem.Hiç seksi değil.Oğlan taş ona laf yok ama bir Patch, Deamon ya da Jace gibi kelime cambazı değil.Kızında ondan bir farkı yok.Yani yazar diyaloglar üzerinde fazla düşünmemiş ve güzelim romanı -konuyu- basitleştirmiş. Belkide çevirmende iş yoktur, neden olmasın :D Sonuç olarak okuduğuma pişman mıyım? Hayır. Çünkü diyaloglar ne kadar kötüyse konuyu işleyişi o kadar muhteşem. Kalbinizi sızlatıcak bir roman. (Üzgünüm, Dean)
Umutsuz
UmutsuzColleen Hoover · Epsilon Yayınları · 2016843 okunma
(COK UZUN VE KİTAPTA HERBİR SÖZÜN DÜŞÜNÜLESİ EN NAİF BÖLÜMÜ) “ Momo, şimdi o büyük salonun içindeydi. Burası en büyük kiliseden daha görkemli, en büyük istasyonların salonlarından bile daha genişti. Güçlü sütunların üzerinde yükselen tavan neredeyse görünmüyordu. Etrafta hiç pencere yoktu. Kocaman salonu aydınlatan altın renkli ışık çevrede
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap bittikten sonra, Kafka'nın veremden ölmüş olmasını, onun için mübrem bir son olarak gördüm. Dünyayı -burada kastettigim yaşam, sistem, düzendir.- teşrih masasına yatırıp içini dışına çıkaran bir adam, nasıl verem olmasın. Tüm o cerahatı, asalağı, çürümüşlüğü, kokuşmuşluğu görüp de verem olmamak ruhsuzluktan, vicdansızliktan, vurdumduymazlıktan başka nedir ki yüksek bir ruh icin?!.. Her mekanın mahkeme, herkesin savci, yargıç, mübasir, avukat, kalem olduğu bir dünya! Davaci toplum, davalı kendine yabancılaşmış, zayıflık, güçsüzlük ve çaresizlik içinde yazgısıni kabullemiş Josef K. Aslında herkesin, kendisine kendisi gibi davrandıgıni anlamayan, oysa her seyi anladığını sanan Josef K. Nereye dönse, karşısında devasa aynalar bulan ve fakat aynadakini görmemekte direnip, her seferinde aynayı tutana odaklanan Josef K. Toplumun güçlü olan kesiminin zayif olan kesimini yok etmeyi kendine hak gördüğü bir dünyaya belkide kendisine uygulanan gücü taklit ederek tutunmaya çalısiyordu Josef K. Aslinda yaşamadığı -ya da daha dogru bir ifadeyle aslına uygun yaşamadıği- bir yaşamı, yaşadığını sanmaktan yargılanan bu adam, sona geldiğinde bile -emin olmamakla birlikte kibirinden ve kendisine çok fazla onem addetmesinden olsa gerek- hala daha neden yargılandigıni bilmiyordu galiba!.. "Dingin bir kafayla, sindirerek okunmasi gereken, ama mutlaka okunmasi gereken bir kitaptı" diye düşünüyorum.
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,1bin okunma
21. yüzyıl yalnızlığı bunun adı 21. yüzyıl sancısı... Herkes var gibi ama kimsemiz yok. Birileri bizi duyacak gibi ama duyanımız yok. Herşeye sahibiz ama birşeyler hep eksik, yarım. Tam da Sezen Aksu şarkısı gibi: Hiç aç, susuz yaşamadım ki/ Hiç parasız,pulsuz kalmadım ki/ Hiç aşksız sevgisiz olmadım ki/ Neden niye kime bu özlem. Korkuyoruz çünkü,
1210 syf.
·
Puan vermedi
(Bu oldukça uzun bir hikayedir.. Pardon, incelemedir. Hazır mısınız? :) Durun!! Durun!! Kalkmış olamaz tren… Anlatacağım neden geç kaldığımı.. Yıldızlı gözlerimde neden bunca isin, yorgunluğun düştüğünü.. Bu pespaye halimi, bu yaralarımı, bırakın şu trenin kolunu tutacak mecali, tüm o yolları aşıp nasıl geldiğimi.. ... Trene bindim, Ülkeme
Bir Yazarın Günlüğü
Bir Yazarın GünlüğüFyodor Dostoyevski · Yapı Kredi Yayınları · 2005475 okunma
Kütleçekimi eğer en yüksek dağın ve en yüksek binanın tepesinde aynı kalıyorsa, ''Neden Ay'da da aynı kalmasın'' diye sordu kendine. Eğer bu doğruysa, Ay bu gizemli kuvvetin etkisinde olmalıydı: ''Belkide bu sayede yörüngede kalıyordun.'' Dünya'nın çevresinde dolanan Ay için geçerli olan, Güneş'in çevresinde dönen gezegenler içinde geçerli olmalıdır. Neden çok uzaklarda parıldayan yıldızlar için de geçerli olmasın?
Sayfa 37 - Parola - Mayıs - 2018Kitabı okudu
Reklam
Bir fikrim var !
Arkadaşlar merhaba, Her gün , sokakta, metroda , kaldırımlarda, lokantalarda , tamirhane ve atölyelerde gördüğüm, eli nasır tutmuş, soğuktan kabuk bağlamış , yüzü kuru , saçı dağınık ama gözlerinin içi parlayan çocuklar var, ve aklıma bir fikir geldi neden olmasın diye sizinle de paylaşmak istiyorum . Çocukluğu hatta belkide hayatları ellerinden çalınmış bu çocuklara siz de kitaplığınızdan 1 kitap hediye etmek ister misiniz? Belki de bir kitap hayatlarını değiştirir kim bilir? Göndereceğiniz kitabın iç kapağına okuyacak çocuk için , yazmak isterseniz sizin için önemi olan bir de cümle yazın. Her kitabın göndericisine o kitabın hediye edilen çocukla birlikte fotoğrafı gönderilecektir. Destek olmak isteyenler benimle iletişime geçsin lütfen! Ha bir de paylaşarak da destek olabilirsiniz sevgiler.
Tahammül edilebilir mi? Simdi diyeceksiniz, soracaksınız neye? Sorunun cevabını almaktan ziyade bu soruyu sorabiliyor musunun diye devam etse sorgulayislariniz aslinda çözüm bu olacak. Bagdastirilicak o bu şuyla. Hadi sorayim zorda olsa kendi kendime: Tahammül edilebilir mi? Cevabim "HAHIR" O kadar tuhaf bi akıl ve kafa yapısı varki insanoglunda ne kadar okudukça ne kadar araştırdıkça ve empati yaptıkça insanoglu değişebiliyor. Kendiniz olmaktan cikiyosunuz ve farklı bir ruh haline bürünüp farklı davranışlar sergileyebiliyoruz. Peki bunları yapmayıpta günümüz medyası ve televizyonculuğa gelecek olursak baya bi etkileşim var toplumumuzda. Böyle bulutlar üstünde yuruyen ve kendi varoluşlarının gerektirdiği bireye özgü davranışlarının yerine bi sembol arıyasimiz var kendi kendimize. Yakışıklı ve güzel olması gerekiyor bu tiplemelerin. Azıcık duygusallık, iki şiddet, aşk, silah tutan tipler... Yani eskiye nazaran güzel rol yapması, iyi olanı güzel kötü olanın çirkin bir şekilde lanse edilmesi, bilinç altına işlenmesi gerekirken tam karşıtının önümüze sürülmesi irrete edici boyuta ulaştı şahsımda. Bunu gören sadece benmiyim yoksa benim gibiler varda kaplumbağa misali içine mi kapandilar. Susturulmaya bu şekilde mi başladık diye çelişkiler sürüyor kendi içsel tartışmalarımda. Her şeyi iyi gösterip konuşmaya, düşünmeye fırsat vermeden önümüze sürülmesi; al bak her şey iyi ve kötü giden bir şey yok sen yanlış düşünüyorsun. Doğru bu, olmayabilirde. Neden olmasın? Belkide her şey iyi gidiyor ben yanlış dusunuyorumdur.
Kimbilir ..belkide
"Kalırım .. Neden olmasın .. ? Biraz şarkı söylerim .. Daha kışa çok var .. ... ölüm de yakın değil "
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.