201 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Aslında çoğumuzun hayatı Veronika'nın hayatına benziyor. Hepimiz sabah erkenden kalkıyoruz, işe veya okula gidiyoruz, yemek yiyoruz, eve dönüyoruz, uyuyoruz. Veronika sadece çoğumuzdan farklı olarak farkındalık sahibi genç bir kadın. Neden hepimiz hayatımızı rutin şeyler yaparak harcıyoruz ki? Bu gibi şeyler gerçekten hayatı yaşamaya değer kılan şeyler mi? Eğer siz de Veronika gibi gerçek kimliğini henüz keşfedememiş biriyseniz bu soruya cevabınız muhtemelen hayır olacaktır. Çoğumuz bize yüklenen sorumlulukları yapmaktan hayatın gerçek amacını keşfedemiyoruz. Veronika'nın akıl hastanesinde geçirdiği günlerden anlıyoruz ki hayatı her an ölecekmiş gibi yaşamalıyız. Bize sunulan kısıtlı vakti çok iyi değerlendirmeliyiz. Eğer bu şekilde yaşarsak aslında dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunu anlarız.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201579k okunma
#İçimdekalmasın
İyi geceler arkadaşlar farketdimki burda çoğumuz kendi hislerini kendi düşüncelerimi okuduğu kitaplarla paylaştığı alıntılarla vs. duyurmak paylaşmak istiyor.Varmısınız alıntılarla değilde kendi sözlerimizle kendi kalemimizle kendi yüreğimizle içimizde kalanları argo ve küfür kullanmadan #içimdekalmasın etiketiyle duyurmaya paylaşmaya? dileyen yazsın ben başlıyorum"Neden öğrenilmiş çaresizlik öğrenilmiş mutsuzluk vs. bu tür karamsar kelimeler bu kadar yaygın ve sık kullanılıp dilimize pelesenk oldu niçin ailemiz, çevremiz,toplum,medya ve daha birsürü sebeb bize mutsuzluğu empoze ediyor neden biz mutsuz olan insanları değilde mutluları parmakla gösteriyoruz neden mutlu insanlara şüpheli gözlerle bakıyoruz 'ya bu kesin ilaç kullanıyor' , 'bu deli 'bırak şunu ya bu gamsız' gevşek biri o 'bunlar ve bunlar gibi birsürü kötü lakap takıp dışlamak kabul etmek istemiyoruz bizim yapamadığımızı yapıp mutlu olabilen azınlık kısmı yargılıyoruz neden buna sessiz kalıyoruz neden izin veriyoruz neden değiştirmiyoruz neden düzeltmiyoruz neden koyunların sürü psikolojisi gibi çoğunluğa uyuyoruz çopunluk doğru taraftır onlar haklıdır diye bir kaidemi var...
Reklam
ÖĞRENCİ NEDEN DERS ÇALIŞMAZ
Bir yılda ders çalışabilmemiz için 365 gün var. 52 gün pazarları kaldırırsak 313 gün kalıyor. Yazın havaların çalışmak için çok sıcak olduğu 50 gün var, yani geriye 263 gün kalıyor. Her gece ortalama 8 saat uyuyoruz bir sene için düşünürsek saatler 122 gün yapar. Geriye 141 gün kalır. Kendimize her gün 1 saatçik zaman ayırsak 15 gün daha azalır. Kaldı 126 gün. Her gün yeme içme için 2 saat harcarsak 30 gün gidiyor, 96 günümüz kalıyor. İyi bir öğrenci dışarı çıktığında sadece 2 saat gezip tozmaya harcarsa, yılda 92 gün eder, geriye sadece 4 günümüz kalır. Eee sonuçta biz de İnsanız 3 günde hastalanırız, geriye 1 günümüz kalıyor...Aaaa! tesadüfe bakın o gün de doğum günümüz...😂😂😂 (Neşe OCAK ŞEKER)
Benliği parçala-ma ve kadın erkek ilişkisi üzerine
Uzun oldu belki ama burada okunmayacaksa nerede okusun? 1- Yaşamımızda, gündelik hayatımızda önem veya değer verdiğimiz şeye benliğimizden bir pay kopar. 2- Ne kadar önem ve değer verirsek kopan parça o kadar büyük olur. Bütün olanı parçaladığın için parçalanan, uzaklaşmış kısım seni senden almaya başlar. 3- Benlik sadece kendine aitken bunu
164 syf.
6/10 puan verdi
Yaradana Sığınıp Yapılan Bir Yorumlama :)
Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım. "Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur." // Baron D'Holbach Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep
Ateistin Kutsal Kitabı
Ateistin Kutsal KitabıJoan Konner · Notos Kitap · 2011335 okunma
“Ne söylemeye çalışıyorsun?” diye homurdandı Takver, battaniyenin altına daha bir gömüldü. “Sanırım şunu: bir görevi reddettiğimizi söylemeye utandığımızı; toplumsal vicdanın bireysel vicdanla bir tür denge tutturmak yerine ona tümüyle egemen olduğunu söylemeye çalışıyorum. Biz işbirliği yapmıyoruz - biz emre uyuyoruz. Dışlanmaktan, tembel, işlevsiz, bencil diye adlandırılmaktan korkuyoruz. Komşumuzun düşüncesinden, kendi seçim özgürlüğümüze saygı gösterdiğimizden daha fazla korkuyoruz. Bana inanmıyorsun Tak, ama hele bir dene, çizgiyi aşmayı dene, yalnızca hayalinde, sonra da neler hissettiğine bak. İşte o zaman Tirin'in ne olduğunu, neden çöküp yitik bir ruh olduğunu anlarsın. Bir suçlu o! Suçu yarattık, tıpkı mülkiyetçiler gibi. Bir insanı kendi onaylarımız dışına çıkmaya zorluyoruz, sonra da onu bu nedenle suçluyoruz. Yasalar yaptık, geleneksel davranış yasaları, tüm çevremize duvarlar ördük ve bunları göremiyoruz, çünkü düşüncemizin bir parçası onlar. Tir bunu hiçbir zaman yapmadı. On yaşından beri tanıyorum onu. Hiç yapmadı, hiç duvar öremedi. O doğuştan isyancıydı. Doğuştan Odocu'ydu -gerçek bir Odocu! Özgür bir insandı, biz kardeşleri ise onu ilk özgür eylemi nedeniyle cezalandırıp delirttik.”
Reklam
111 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.