#spoiler icerebilir#
"Prag mezarlığını okumak isteyen kitaba otopsi yapmayı göze almalıdır " çünkü kitabı çizersiniz , sayfa kenarlarına notlar alırsınız eğer hunharca kitabın kalbini -cigerini sökemezseniz bu kitabı okuyamazsiniz :)
Prag mezarlığında çok nefret edeceğiniz bir baş karakter var... kişiliği ikiye bölünmüş bir nevi
"+Hırsız nedir?
-Para, cüzdan, telefon çalan?
+Senin dediğin yakalananlar, küçük hırsızlar. Gerçek hırsız yakalanmaz. Yakalansa suçlanmaz. İşi bilen hırsız, insana soyulduğunu hissettirmez. Tam tersine, sana yardım ediyor, parana para katıyor, derdine ortak oluyor zannedersin. Kimisine abi dersin, kimisine patron, kimisine de büyük marka. Zamanını çalar, emeğini çalar, umudunu çalar. Eninde sonunda da kişiliğini çalar. Ruhun duymaz. Hepimizin cebinde birinin eli yok mu? Tıkır tıkır, saat gibi işliyor sistem. Ufak ufak, parça parça, hissettirmeden. Şimdi gelelim esas soruya..
Cebinden cüzdan çalan mı hırsız, cebine para koyup, ömrünü senden çalan mı hırsız?"
Hepimiz için önemli olan Büyük Taarruzun başladığı, Atatürk ve silah arkadaşlarının uzunca kaldığı Zafer Müzesi’nde restorasyon çalışmalarında, geçici süreliğine şantiye şefliğini yürütmekteydim.
Bu gördüğünüz yapı “Tam 8 Yıldır” halka kapalı. Birileri görülmesini istemedi, bahaneler üreterek..
Neyse konuya dönecek olursam 2 hafta önce (malum kişi) miting yapacak bahanesiyle bizlere talimat verildi;
-Restorasyon İhale Tablosu kesilecek.
- Zafer Müzesi cephesi kesinlikle görülmeyecek.
Hadi anladım her yıl yapılan mitingde, yapının cephesi kapatılıyor, ihale tablosunun ne gibi bir zararı olabilir?
Bu Atatürk düşmanlığı değil de nedir, sevginize de ihtiyacımız yok sevmeyin de zaten, pis çıkarlarınız sizin olsun..
Bu olaydan sonra ne bu zihniyete izin veren insanların arasında çalışmak istedim ne de kendimi yarandırmak amacıyla yalakalık yaptım.
Akp zihniyeti biter yerine daha güzel günler görürüz inşallah. (İçim içimi de yiyor, bu zihniyetin eline bırakıp sahip çıkamadım. Çünkü tek başıma buna gücüm yok..)