"Kuran Nedir?" (müthiş bir tanım)
KUR'AN, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri ve zeminde ve gökte gizli esma-i İlahiyenin manevî hazinelerinin keşşafı ve sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikin miftahı ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatat-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitabat-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi ve şu İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası ve zat ve sıfât ve esma ve şuun-u İlahiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı kàtı'ı, tercüman-ı sâtıı ve şu âlem-i insaniyetin mürebbisi ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyet'in mâ ve ziyası ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi ve insaniyeti saadete sevk eden hakiki mürşidi ve hâdîsi ve insanlara hem bir kitab-ı şeriat hem bir kitab-ı dua hem bir kitab-ı hikmet hem bir kitab-ı ubudiyet hem bir kitab-ı emir ve davet hem bir kitab-ı zikir hem bir kitab-ı fikir hem insanın bütün hâcat-ı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi' bir kitab-ı mukaddestir..
Bediüzzaman demiş ki "Bana Risale-i Nur ilham ile yazdırıldı". Bunu tasdik etmek zorunda değiliz. Muhyiddin İbn Arabi demiş ki: "Bu kitaplar bana yazdırıldı", bunu da tasdik etmek zorunda değiliz. Bizi bağlayan nedir? Edille-i Şer'iyye! Âlimlerimiz gereken ölçüyü koymuş. Rüyada şöyle olmuş, ilham gelmiş böyle olmuş, keşifte şöyle gelmiş... Biz bunların hak olduğunu inkâr etmiyoruz. Bunlar haktır, bunları kabul ediyoruz ama bunlar bizi "bağlamaz"; bunları tasdik etmek zorunda değiliz. Falanca veli zat falanca konuda bir şey söylediğinde bu sözü Kitab'a, Sünnet'e, İcma'ya uyuyorsa alırız, uymuyorsa "Kendisini bağlar, bizi bağlamaz" deriz. Ölçüyü bu şekilde koyarsak hiçbir problem kalmıyor.
Sayfa 248 - Rıhle KitapKitabı okudu
Reklam
Muazzam ya muazzam..
Bazen tevazu, küfran-ı nimeti istilzam ediyor belki küfran-ı nimet olur. Bazen de tahdis-i nimet, iftihar olur. İkisi de zarardır. Bunun çare-i yegânesi ne küfran-ı nimet çıksın, ne de iftihar olsun. Meziyet ve kemalâtları ikrar edip fakat temellük etmeyerek, Mün'im-i Hakiki'nin eser-i in'amı olarak göstermektir. Mesela, nasıl ki murassa ve müzeyyen bir elbise-i fâhireyi biri sana giydirse ve onunla çok güzelleşsen, halk sana dese: "Mâşâallah çok güzelsin, çok güzelleştin." Eğer sen tevazukârane desen: "Hâşâ!.. Ben neyim, hiç. Bu nedir, nerede güzellik?" O vakit küfran-ı nimet olur ve hulleyi sana giydiren mahir sanatkâra karşı hürmetsizlik olur. Eğer müftehirane desen: "Evet, ben çok güzelim, benim gibi güzel nerede var, benim gibi birini gösteriniz." O vakit, mağrurane bir fahirdir. İşte fahirden, küfrandan kurtulmak için demeli ki: "Evet, ben güzelleştim fakat güzellik libasındır ve dolayısıyla libası bana giydirenindir, benim değildir." (Sikke-i Tasdiki Gaybî 228.sh - Risale-i Nur)
Enver NeşriyatKitabı okudu
Risale-i Nur
Kur'ân'ın hakikatlerini müspet ilim anlayışına uygun bir tarzda izah ve ispat eden Risale-i Nur külliyatı, her insan için en mühim mesele olan "Ben neyim? Nereden geliyorum? Nereye gideceğim? Vazifem nedir? Bu mevcudat nereden gelip nereye gidiyorlar? Mahiyet ve haki- katleri nedir?" gibi suallerin cevabını vazıh ve kat'i bir şekilde, çekici bir üslûp ve güzel bir ifade ile beyan edip ruh ve akılları tenvir ve tatmin ediyor.
Sayfa 1045Kitabı okudu
Kur'an Nedir ?
Kur'an Bütün âlemlerin Rabb'i itibarıyla Allah'ın kelâmıdır. Hem bütün mevcudatın İlahı unvanıyla Allah'ın fermanıdır. Hem bütün semavat ve arzın Hâlık'ı namına bir hitaptır. Hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir. Hem saltanat-ı âmme-i Sübhaniye hesabına bir hutbe-i ezeliyedir. Hem rahmet-i vâsia-i muhita nokta-i nazarında bir defter-i iltifatat-ı Rahmaniyedir. Hem uluhiyetin azamet-i haşmeti haysiyetiyle, başlarında bazen şifre bulunan bir muhabere mecmuasıdır. Hem ism-i a'zamın muhitinden nüzul ile arş-ı a'zamın bütün muhatına bakan ve teftiş eden hikmet-feşan bir kitab-ı mukaddestir. Ve şu sırdandır ki "kelâmullah" unvanı kemal-i liyakatle Kur'an'a verilmiş ve daima da veriliyor. Kur'an'dan sonra sair enbiyanın kütüb ve suhufları derecesi gelir. Sair nihayetsiz kelimat-ı İlahiyenin ise bir kısmı dahi has bir itibarla, cüz'î bir unvan ile hususi bir tecelli ile cüz'î bir isim ile ve has bir rububiyet ile ve mahsus bir saltanat ile ve hususi bir rahmet ile zâhir olan ilhamat suretinde bir mükâlemedir. Melek ve beşer ve hayvanatın ilhamları, külliyet ve hususiyet itibarıyla çok muhteliftir.
S- Herşeyden evvel bize lâzım olan nedir? C- Doğruluk. S- Daha? C- Yalan söylememek. S- Sonra? C- Sıdk, sadakat, ihlas, sebat, tesanüddür. S- Neden? C- Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır. Şu bürhan kâfi değil midir ki; hayatımızın bekası, imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır. Tarihçe-i Hayat
Reklam
Allah için alıp Allah için satmak
Sual: Nedir? Elcevap: Emaneti, sahib-i hakikisine satmak. İşte o satışta, beş derece kâr içinde kâr var. Birinci kâr: Fâni mal, beka bulur. Çünkü Kayyum‑u Bâki olan Zat-ı Zülcelal'e verilen ve onun yolunda sarf edilen şu ömr‑ü zâil, bâkiye inkılab eder, bâki meyveler verir. O vakit ömür dakikaları, âdeta tohumlar, çekirdekler hükmünde zahiren fena bulur, çürür. Fakat âlem-i bekada, saadet çiçekleri açarlar ve sümbüllenirler. Ve âlem-i berzahta ziyadar, munis birer manzara olurlar. İkinci kâr: Cennet gibi bir fiyat veriliyor. Üçüncü kâr: Her aza ve hâsselerin kıymeti, birden bine çıkar. Risale-i Nur-İman ve Küfür Muv./26
Risale-iNur nedir?
Risale-i Nur doğrudan doğruya Kur'an'ın bâhir bir bürhanı ve kuvvetli bir tefsiri ve parlak bir lem'a-i i'caz-ı manevîsi ve o bahrin bir reşhası ve o güneşin bir şuâı ve o maden-i ilm-i hakikatten mülhem ve feyzinden gelen bir tercüme-i maneviyesi......
173 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.