Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını bi arkadaşımın vasıtasıyla tanıdım.Kitabın beni zorlayacağını hiç düşünmemiştim çünkü az çok vakıf olduğumu düşündüğüm fikirlere bi kat daha çıkmaktı amacım.Aslında beni yanıltmasıda hoşuma gitmedi değil.Çünkü uzun zamandır beni zorlayan kitaplarla karşılaşmamıştım.Bi yerde okumuştum bi adam okuduğu hiç bir kitabı
Kitabın internette araştırmasını yaparken yazarının şu sözüyle karşılaştım;
"Zor kitapları okumalıymış insan meğer. Kitap insanı allak bullak etmeliymiş; insanda bir şeyleri değiştirmeliymiş."
Ne kadar harika bir söz söylemiş yazar değil mi?
Kitabı okumak zor, pek akıcı değil. Buna rağmen kitabı okuyup bitirdiğinizde hatta okuduğunuz
Ve nedir iyi, Phaedrus,
ve nedir iyi olmayan
-Bunu söyleyecek birinene ihtiyacımız var mı?
Eser için inceleme yerine Arka Kapak tan alıntı bırakmak istedim.
İlgilenen okurlar fikir edinebilirler.
Benim naçizane küçük önerim felsefe altyapısı olan okurların bu kitapla daha fazla istifade edebileceği..
Ama yine de şunu belirtmek isterim. Bakış
Bir ördeğin arasındaki fark nedir?
Tek elin çırpılmasından hangi ses çıkar?
Her iki soruda da, felsefe çevrelerinde "Ha?" diye bilinen yanıtları çağırmaktadır. Anlaşılmazlar. Yani mümkün yanıtın ne olabileceğini anlayamayız. Ama bu sorulardan ilki klasik okul geyiğiyken diğeri klasik bir Zen koanıdır.
Geçirmekte olduğunuz şu kısacık hayatı nasıl yaşıyorsunuz?
Genele baktığınız zaman kendinizde tam olarak ne görüyorsunuz?
Daha net ifadeyle anlarınızın ana belirleyici etkeni ne?
Günümüz dünyasında (sistemi desek de doğru olur), insanların anları ele geçirilmiş ve çalışma koşullarından, kişisel gelişim kitaplarına kadar anları belirleyen her