Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sihr etdiğini senden işitdim yine Nef'î Yoksa sözünü hep senin i'câz sanırdım Sihir yaptığı yeni senden işittim Nef'i yoksa sözünü hep icaz* sanardım
Gamzen dili rüsvâ-yı cihân eyledi Billâh ben ol âfeti hem-râz sanırdım Gülümsenle cihana beni rezil eyledin Oysa ben seni en yakın arkadaşım sanırdım
Reklam
Ağyâre nigâh etmediğin nâz sanırdım Çok lutf imiş ol âşıka ben az sanırdım Yabancıya bakmadığından ben nazlı sanırdım Ama çok alakalıymış aşığa ben az sanırdım
Derdin izhâr etmek ister dâ’imâ Nef’î sana Sen de lutf et yokla bir gün dilde dâğın yâresin
Yoklamazsın hîç var mı dilde dâğın yâresin Böyle mi gözler güzeller âşık-ı bîçâresin
Nedür bu tâli’ ile derdi Nef’î-i zârun Ne şûhı sevse mülâyim dedükçe âfet olur Bu talihsiz ve zavallı Nef’î’nin çektiği dertler nedir? Hangi güzeli sevse ona yumuşak huylu ve uysal dedikçe bir afet kesiliyor.
Reklam
AŞK'' senin gözlerinde kaybolmak Nef esinde tatmak acıyı tatlıyı Varlığınla huzur bulmak Kokunla nefes almak Seninlekapatmak gözlerini geceye ve sana .uyanmak. ''AŞK'' senin için yaşamak Gözlerime takılan bakışında hissetmek kalp atışlarımı Gülmek seninle .Sonsuza dek tutmak ellerini sımsıkı.'AŞK'' sen demek CANIMA CAN, ÖMRÜME ÖMÜR demek.
MECELLE, MADDE 85
- "Bir şeyin nef i damânı mukâbelesindedir. Ya’nî bir şey telef olduğu takdirde hasarı kime âid ise onun damânında demek olub, ol kimsenin bu veçhile damânı ol şey ile intifâ’a mukabil olur. Meselâ hıyar-ı ayb ile reddolunan bir hayvanı müşteri kullanmış olmasından dolayı bayi’ ücret alamaz. Zîrâ kable’r-red telef olaydı hasarı müşteriye âid olacakdı." (Bir şeyin faydası, karşılığının ödenmesindedir. Yâni bir şey telef olduğu takdirde kim hasar verdi ise hasarı onun ödemesi gerekli olup, o kimsenin hasarı karşılama zorunluğu, hasar gören şeyden yararlanması karşılığındadır. Meselâ, ayıblı hayvanı geri verme hakkı bulunan alıcının bu hayvanı kullanmasından dolayı satıcıya ücret ödemesi gerekmez. Zira hayvan iadeden önce telef olsaydı hasarı müşteriye ait olacaktı.)
KETEBE Yayınları
165 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Hediye kitaplarla okumaya devam ediyorum. Yazarın okuduğum ikinci kitabı. İlki, İki Dirhem Bir Çekirdek idi. Divan edebiyatına olan ilgim yaklaşık son on yıldır var. Bir emekli başkomiserin teşvikiyle sevmeye başladım. İyi ki yolumuz kesişmiş, iyi ki yanımda davudi sesiyle şiirler okumuş. Sadece divan edebiyatı değil, şiiri sevmemde de katkısı büyüktür. Mükemmel bir ses tonu vardı. Dinledikçe dinleyesi gelirdi insanın. Sağ olsun. Divan edebiyatına ilgimin artmasına sebep olan bir başka değerli insan da Hayati İnanç'tır. Gelelim kitaba. Kitapta, divan edebiyatının doğuşu, divan şairleri (Vehbi, Enderunlu Vasıf, Fuzuli, Nabi, Yenişehirli Avni, Osman Nevres, Namık Kemal, Ziya Paşa, Nef'i gibi) anlatılmakla birlikte, divan şiirlerinden örnekler verilmiş olup, edebi sanatlar anlatılmaktadır. Vezin, aruz, kafiye, redif, seciye, kaside, naat, beyit, lugaz, şarkı, muhammes, münacaat, hicviye, mersiye, hamse, mevlit, telmih gibi edebi terimler tek tek anlatılıp, örnekleriyle beraber sunulmuştur. Benim için oldukça faydalı oldu. 162 sayfa.
Divan Edebiyatı
Divan Edebiyatıİskender Pala · Kapı Yayınları · 2018584 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.