Halam, aynen babamın tıynetindeydi. Kur'an okurdu sık sık. Koyunları sağar, evi temizler, zikreder, şiirler okur. Çünkü o da o şiirlerin pek çoğunu öğrenmişti köyde. Hiç unutmam; tandır ekmeği pişiriyor, gazel okuyor. Dudağında Nef'i'den bir gazel... Ne güzel insandı, ne güzel insanlardı...
Sultan Murad: Kanuni dedin de... Bozukluğun kaynağı atam Sultan Süleyman'da görür Koçi Bey. Nef'i: Meyve tam olgunlaştı mı, çürümeye başlar hemen.
Sayfa 35 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Japonlar Hakkında
"Kimsenin ırzına, nâmûsuna yan bakmayarak, Yedi kat ellerin evlâdını kardeş tanımak: "Öleceksin!" denilen noktada merdâne sebât; Yeri gelsin, gülerek, oynayarak, terk-i hayât, İhtirâsât-ı husûsiyyeyi söyletmeyerek, Nef'i şahsîyi umûmunkine kurbân etmek..."
Sayfa 161 - Akvaryum YayıneviKitabı okudu
Zâhiren münkir irtişâya velî Yoklasan niçe me’kelî görünür - Görünüşte rüşvete karşıdır Ama yoklarsan ne kadar çok rüşvet yediği görünür
7 • Der-Hakk-ı Yahya Efendi ve GayruhuKitabı okudu
N'ola seyl-i sirişk-i çeşm-i giryân durmayıp aksa Söyünmez sînede bir âteş-i cânsûzumuz vardır "Ağlayan gözlerimden yaşlar sel gibi aksa ne çıkar, göğsümüzde söndürülemeyen can yakıcı bir ateşimiz vardır." *Nef'î
Sayfa 100 - Kapı Yayınları - 2. BaskıKitabı okudu
GazelÂşık olduk dâm-ı zülf-i yâre düşdü gönlümüz Akla uyduk bir garîb âvâre düşdü gönlümüz. Gamdan âzâd olmağa bilmem ne çâre eylesek Kaldı hayretde acep bîçâre düşdü gönlümüz. Âşık olmakdır yine evlâsı ammâ derd bu Bir mülâyim âfet-i mekkâra düşdü gönlümüz. Çeşmi bir zahm urdu tîğ-ı gamze-i bürrân ile Göz yumup açınca yüz bin pâre düşdü gönlümüz. Fâriğ olsak n'ola dilber sevmeden Nef'î gibi Hüsn-i hulk-ı şâh-ı meh-dîdâra düşdü gönlümüz. Şevkımız yok zevk-i câm-ı lâ'l-i nâb-ı dilbere Şi'r-i hâkân-ı şeker-güftâra düşdü gönlümüz. Hazret-i Sultân Murâd Hân-ı kerîmü'ş-şân kim Şevk-i medhiyle garîb efkâra düşdü gönlümüz. Cüst ü cû etdik âlem-i endîşede Iztırârî vâdî-i inkâra düşdü gönlümüz.
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.