Aslına bakılırsa Carswell Thorne, Cress'in bütün hayatı boyunca hayal ettiği türden bir kahramandı.
Cress bunu keşfettiğinden beri onunla yatıp onunla kalkıyordu. Derin ruh bağları, tutkulu öpüşmeler ve nefes kesici maceralar hayal ediyordu. Thorne'la bir kez karşılaşabilse onun da aynılarını hissedeceğinden emindi. Doğarken şimşekler çaktıran ve sonsuza dek alev alev yanan o destansı aşklardan birini yaşayacaklardı. Zamanın, mesafelerin ve hatta ölümün bile engelleyemeyeceği bir aşk.
Çünkü Cress'in kahramanlar hakkında bildiği bir şey varsa, o da zor durumdaki bir kadına hiç dayanamadıklarıydı.
Ve Cress, kendisinden daha zor durumda bir kadın düşünemiyordu.