Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çolbu Hanım
Yakutlarca Zühre’nin adı, Çolbu Hanım’dır. Bu genç kız, Ülker yıldızını seviyor, Ülker de Çolbu Hanım için yanıp tutuşuyor. Ne zaman ki Çolbu ile Ülker bir hizada birleşirler, kalpleri atmağa, göğüsleri kabarmağa, nefesleri gürleş­meğe başlar. Bu nefesler, birer dalga olur. Derhal kasırga çıkar, ortalığı birbirine katar. Bundan dolayıdır ki Yakut Türkleri, Zühre ile Ülker bir hizaya geldiği zaman, ürkerler.
Bildiğin Gibi Değil
Bildiğin gibi değil, anlatmadığım gizler. Tamam zannettiklerin, sandığın gibi değil. Su benzemiyor suya, kederliyken denizler. Ateş bile bir başka, yandığın gibi değil. İçime sığmayanlar, bırakıp da gitmiyor. İçimden atabilsem, âleme de yetmiyor. Ya ömür çok uzadı ya nefesler bitmiyor. Âlem, çürük nefsine kandığın gibi değil. Ben susuyorum çünkü söz beni anlatmıyor. Zamanı hep bıraktım, o da beni tutmuyor. Bir kuş telaşı kalbim, ya durdu ya atmıyor. Sen de uç git bu dallar, konduğun gibi değil. Fırtına sanıyorsan, bir nefestir kederin. Asırlarca yağmursun, bir köşeciktir yerin. Gerçi sen yine de yağ, dinmeden serin serin, Hem bende de bu efkâr, dindiğin gibi değil.
Reklam
Han Duvarları
Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya, Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya. Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı, Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı. Bir parıltı gördü mü gözler hemen dalıyor, Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor. Faruk Nafiz Çamlıbel
Sayfa 64 - Adam YayınlarıKitabı okuyor
Hayat
“Hayat sayılı nefesler, bitecek ömür ve gelip geçecek günlerden ibarettir. Ben ölümü bekleyen ve ruhumun çıkması için koşan biriyim.” Said b. Haris
Mutluluk buydu. Derin bir aidiyet hissi, sıfır hırs,derin nefesler ve şu an. Sessizlik ve ötesi. Koltukta oturan ve birbirine yaslı iki bedenin ufak hareketlerinin sesi. Kahvenin tadı, kokusu, gökyüzünün hâlâ var olan güçsüz aydınlığında görünen güçsüz dumanı. Bana göre mutluluk gözlerimizin önündeki her basit şeylerdi, hayatın ta kendisiydi.
Sayfa 282Kitabı okudu
Dudağını ısırarak güçlükle bir nefes aldı Julia. "Azmamış numarası yapma," dedi Clay. "Yapmıyorum zaten," diye fısıldadı. "O zaman inlemeni duymama izin ver. Her şeyi duymak istiyorum." Julia gözlerini açarken, Clay onun göğüslerini bluzunun dar kumaşırın üzerinden kavradı. "Islandın
Sayfa 83
Reklam
Metabolik esnekliğimizi geri kazanacağız. Bunun için de; 1. Unlu, şekerli gıdaları ve işlenmiş karbonhidratları yakıt olarak kullanmayacağız. Dizel yakıta veda edeceğiz. No demiştik; şeker, yani dizel ucuz ve kirli bir yakıttır. 2. Yağ motorlarının devreye girmesinin en doğal yolu gece uyku hâlinde olduğumuz zamanlardır. Uykudaki yağ yakımını desteklemek için mümkün olan en erken saatte motora enerji girişini durduracağız (Yani akşam yemeğini mümkün olduğunca erken saatte bitireceğiz veya en geç saat 17.00'den sonra yemeyi durduracağız. Ne kadar erken saatte yemeği kesersek hibrit sistem yağ yakmaya o kadar hızlı adapte olacaktır). 3. Hibrit motorda neyi yakarsak yakalım, yüksek performans için "oksijen" gereklidir. Şeker oksijensiz de yakılabilir ancak şekerin oksijensiz yakılması en verimsiz enerji üretimine yol açar. 4. Ancak yağ motoru oksijensiz çalışamaz. Yağ yakmak için bol miktarda oksijene ihtiyaç vardır. Çift motorlu hücreler için oksijenin sağlanması oldukça önemlidir. Uyku apnesi • Burun tıkanıklığı ◦ Ağızdan nefes almak ◦ Diş sıkmak • Sigara içmek • Derin olmayan nefesler almak ◦ Oksijeni az kapalı ortamlarda bulunmak Hibrit sistemi tek motora, yani dizele (dizele) düşürür.
"Nefesler, ecele doğru atılan adımlardır."
Sayfa 44
Kutu gibi evler yapılmadan önce...
İnsanın içinden çıkan buharlar ve nefesler, ocaktaki yakıtlar ve lambaların dumanlarının bir yerde toplanıp, yoğunlaşıp sonra tekrar derideki gözeneklere dönmemesi ve bunların hareket edeceği bir mekân olması için bu odaların geniş ve tavanı yüksek olmalıdır.
Sayfa 69 - Bedenin SıhhatiKitabı okuyor
Böyle adamların yanın­ da hep derin nefesler alırdım; derin derin, çıkınca biliyorum ki kendi yanık kokumla baş başayım. Bu rahatlık nerden ge­liyor, nerden alınıyor, çok pahalı mı... diye elbet çok düşün­düm. Herhalde kendilerine yabancı olmayan bir yerde, kü­çük düşme, yadırganma, yanlış ve eksik anlamalarla dolu ol­madığı, kolay kabul görür bir halde oluşlarındandır diyebili­yorum. İnsan ailesinin yanında havalı değildir ama rahattır. Demek ki mesele havalı olmadan da yaşayabilmeyi, olduğun gibi, pek de matah olmadığını bilenlerle bir arada olabilme­yi içine sindirebilmekte. Bu tip bir rahatlık, evet bu bir ra­hatlıksa insana ait değil gibi geliyor bana. Ben de senin ka­dar ışıksızım, bilgisizim, vasatiyim ... diyebilmek, bu hali ser­gileyebilmek bana en zoru geliyor. İşin tuhafı öyle de deği­lim, sadece olamamışım, olamıyorum da, ama onlardan da, hamurlarından da değilim.
Reklam
Hayat dediğimiz şey aldığımız nefesler değil, nefesimizi kesen anların varlığıyla ölçülür.
İstanbul'un içinde bu oda tek başına; dışardaki acıtıcı soğuğun göbeğinde, yanan sobaların ortasında varlığından kimseciklerin haberi olmayan, hatta annesinin bile zevkine varamadığı bu sessiz sedasız sıcaklık; bağırmayan bir güzellikle meçhul ve canlı her insanoğlu için, her insanoğlunun kış günü saadeti için lüzumlu ama belki de yalnız anlayanlar için bestelenmiş bir musiki parçası, işitenler için durmadan çalan, her parçasında histen, umuttan, hatıradan, aşktan, sulh ve sükûndan değişik değişik nefesler üfleyen bir flüt, bir ney gibiydi.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Kaybedilmiş dostlar,yitirilmiş beraberlikler,kazanılmış kalpler,ölenler ve geri dönenler arasında herkesin ömrü,kendi şiiri.Bazıları incinir,bazıları incitir.Kırılır ve kırar insan.Gider ve kalır…Unutur ya da unutulur…Bir gün herkes,her duygu,her eşya gibi yerini değiştirir. Çok seviyorum diyen,hiç sevmiyorum diyebilir.Gidebilir,terk edebilirler insanlar seni… Buzu,küle çevirebilir;şaşırma. Sen, De ki; insandır,yapar. Kapını sıkı ört,ışığı kapat, ve dinlen.Derin nefesler çek hayatının kalan tarafından.Ruhunun üzerine biraz zaman şer,benliğini yavaş yavaş onaracaktır zaman.Hayatının geri kalan tarafındaki zamana fırsat ver. Yastığına yanağını öptür.Gecenin karanlığıyla barış,kitap al,balık besle,not yaz,takvim yap kendine.Kendini biriktir. Bir gün elbet geçecek ve sadece geçene kadar üzül…Kaybettiklerinin ustası olduğunda,kalbinin sevilmemiş ve kırılmamış yerleri yüzüne gülümseyerek.Gün gelecek, o gülümsemeyi bir başkası keşfedecek.
Ozan : Hayat dediğimiz şey aldığımız nefesler değil , nefesimizi kesen anların varlığıyla ölçülür.
Sayfa 127Kitabı okudu
Gel bak, çiçekler ektim toprağa, Nefesler doldurdum göğsüme, İnsanlar gördüm, insanlar gömdüm. Gel bak, ne insanlar yendim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.