-Neden bugün bir İmam-i Gazali, bir Muhyiddin-i Arabî çapında bir düşünür, bilgin ve dehadan Arap topraklarında eser yoktur?
-Neden Mevlânâ, bir Fuzûlî, bir Şeyh Gâlib, bir Nef'î, bir Bâkî çapında olmasa bile onun eteklerine ulaşmış bir şair, bir ruh eğiticisi Türk ülkesinde boy göstermemektedir?
-Hâfız’ın, Sâdî’nin, Attar'ın ülkesi İran'daki bu ölüm sessizliğinin sebebi nedir?
-Bir İmam-ı Rabbâni yetiştirmiş bir Hindistan, neden bugün en çorak bir ruh iklimi halindedir?
-Hatta son büyüklük hayalleri gibi görünüp çekilen İkbal'ler, Yahya Kemal'ler ayarında veya onlara yakın düşünür ve şairlerin nesli neden kesilmiştir?
Tûti-i mûcize-gûyem ne desem lâf değil
Cerh ile söylememem âyinesi sâf değil
Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil
(Ben mucizeler söyleyen bir papağanım,
söylediklerim alelâde laflar değildir.
Bu yüzden felek ile söyleşemem, çünkü gönül
aynası temiz değil onun.
Bağrında saf düşünceler bulunmayanlara,
Bu, gönül ehlidir" diyemem; çünkü (bencileyin)
gönül ehli olanların birbirini bilmemeleri insaf
değildir.)
Nef'i
*****
*****
"Şimdiki söz ustaları içinde Nef'î gibi bir şair daha yoktur. Çünkü onun sözleri Yedi Askı şiirleri gibidir ve kendisi de İmrülkays sayılır."
Taşlıcalı Yahya
*****
Yazarı ilk defa araştırınca hayli ilginç gelen bir yaşamla karşılaşmıştım. Yazarımız yahudi asıllı bir Türk. Kendisi eğitimci. Gazetede de çalışmış. Aynı zamanda bir Türk milliyetçisi. Bir dönem Chp'den de milletvekilliği yapmış olan birisi. Bu kitabını, önceden yazdığı makalelerden oluşturup birleştirerek yayımlamış. Kitabın adında bir iddia