Herkes kimsenin,olmadığı seslerin, görüntünün dahi olmadığı bir odada mutlaka ilerleyebilir peki ya herkesin içerisindeki çileye kim girebilir?
Evlat, insanların içinde susmak, duymamak, gündüzün içinde karanlıkta kalmak işte çilenin çilesi budur. Bu o kadar muazzam bir dönüşüm gerçekleştirir ki sizlerde,sırf buna ulaşamayın farkına varmayın diye negatif frekans ehli bunun için bir kalıp uydurdu. Dediler ki, 'Yalnızlık sadece Allah'a mahsustur.' Ah ne de düşük frekanslı bir lakırdıdır bu bilmezsiniz.Bunun aslı 'Teklik Allah'a yalnızlık insanlara mahsustur,' olacaktır.Tanrı'nın sizlere vermiş olduğu en büyük armağanlarındandır.Çünkü insan anca yalnızken hakikate varabilir.
Affetmenin akıl ve beden sağlığı ile ilişkilerine de bakılmış. Öfke ve dargınlık hisleri arttığında kendini kaybetme, şiddete eğilim, alkol ve madde kullanma ihtimalinin de arttığı, pozitif insan ilişkisi kurma yeteneğinin zayıfladığı bulunmuş. Affetmenin öfke gibi olumsuz duyguları ve onların fizik belirtilerini azaltmasının yanında kalp-damar sağlığına da iyi geldiği tespit edilmiş.
İnsanın kendisini affetmesi, başkalarını affetmesi ve Yaratıcı tarafından affedildiğini düşünmesi ile depresyon belirtileri ve intihar düşünceleri arasında negatif bir ilişki olduğu görülmüş. Affetme eğilimi yüksek olanların hayat memnuniyetlerinin ve mutluluk düzeylerinin daha yüksek olduğu gösterilmiş. Affetmenin insanın hayatta karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmede müspet katkı yapan bir baş etme etkinliği olduğu kanaatine varılmış
Bugünlerde ise bize “kendini bil” diyen Yunan bilgeler değil;
Uzakdoğu’dan gelen 0.125 mikronluk küçük, ölümcül ve hızlı bir
virüs...
3
Dünyanın (bilinen) en uzun canlısı,
koronavirüs günlerinde, Avustralya
Ningaloo Kanyonları’nda görüntülendi.
Schmidt Okyanus Enstitüsü ekibinin
630 metrede keşfettiği dev sifonofor, 46
metre uzunluğunda
Salgın sebebiyle sosyal mesafe kuralıyla
tanışan dünyaya, İzlanda’nın sıradışı bir önerisi
var: “İnsanlara sarılamıyorsanız, günde beş
dakika ağaca sarılın!” İzlandalı orman bekçileri,
ağaçların, yalnızlık ve izolasyonun yarattığı
negatif duygularla başa çıkmamıza yardımcı
olabileceği görüşünde. Doğu İzlanda’nın
ormancılıktan sorumlu yetkilisi Þór Þorfinnsson,
“Bir ağacı kucakladığınızda, onu önce ayak
ucunuzda, sonra bacaklarınızda, ardından
göğsünüzde ve başınızda hissedersiniz. Bu,
harika bir rahatlama yaratır ve sizi yeni bir
güne ve zorluklara hazırlar” diyor. Doğada vakit
geçirmenin ruhsal ve fiziksel sağlığa olumlu
etkileri araştırmalarca da not ediliyor.