Nehlüdov onun boğuk, yaşlı sesini dinliyor, bu kireçlenmiş organlara, ağarmış kaşlarının altından bakan sönük gözlere, üniformanın yakasının sıkıştırdığı bu tıraşlı, sarkık, yaşlı yanaklara, bu adamın sırf çok sayıda insanı son derece acımasızca öldürttüğü için almakla övündüğü bu beyaz haça bakıyor ve karşı çıkmanın, ona ağzından çıkan sözlerin anlamını anlatmanın yararsızlığını anlıyordu.