Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mistik Şehrin Efendileri
Birlikte yaşayan iki kabile Hermekes ve Porsutlar. Zamanla yaşadıkları topraklar iklim nedeniyle çölleşmeye başlar. Verim düşüp av hayvanlarının nesli tükenmeye başlayınca birlikte verimli bir yere göç etmeye karar verirler. Uzun süren göç yolculuğu sırasında kabileler arasında ufak tefek sürtüşmeler olsa da verimi yüksek boş bir vadiye gelirler.
"Hayatta insanlar size çelme takıyorlardı ve onları belirli bir mesafede tutmak iyi bir düşünceydi."
Reklam
İnsanlara güvenip yola çıkanlar genelde yarı yolda kalırlar
"Burnu büyük olma evlat, bir parça alçak gönüllülük insan ruhuna iyi gelir."
Dicle'yi atla geçmek...
Ebû Bekir b. Hafs b. Ömer (r.anh) anlatıyor: Selmân-ı Fârisî, Sa'd ile beraber nehrin karşı kıyısına geçiyordu. Atlar yüzerek onları karşı yakaya geçirirken Sa'd şöyle diyordu: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. Eğer ordu içinde bir başkaldırı olmaz ve iyilikler günahlara galebe çalarsa, Allah, mutlaka kendi dostlarına yardım eder. Dinini mutlak surette hâkim kılar, düşmanlarını da hezimete uğratır." Selmân ise Sa'd'a şöyle karşılık veriyordu: "İslam ter ü taze bir dindir. Müslümanlara karalar musahhr olduğu gibi denizler de musahhardır. Selmân'ı yaşatan Allah'a yemin ederim ki, Müslümanlar, Dicle'ye girdikleri gibi zayiat vermeden çıkacaklardır." Bu konuşmalardan sonra suya girdiler. Nehir öyle hırçın idi ki, suların kabarıklığından, nehrin karşı kıyısı görünmez oluyordu. Sudan geçerken, karadakinden daha çok olayla karşılaşmışlardı. Nehre dalan askerler -Selmân'ın önceden dediği gibi- hiçbir kayip6 vermeden karşıya geçtiler.
Sayfa 420Kitabı okudu
Reklam
Barbarların istilasına uğramış olan bu bakir topraklar kısa sürede kirletildiler. Yaşanmaz hale getirildiler. Bu uçsuz bucaksız topraklar üzerinde, arılar, atlar ve çiğ taneleri kadar temiz, özgür insanlara jenosit uygulandı, kökleri kurutuldu. Zaten buraya ilk gelenler ya hapishane kaçağı mahkûmlar, ya maceraperestler, ya Avrupa engizisyonundan yaka silken hacılar veya zengin olma hırsıyla gözü dönmüş muhterisler olmuştu. Onlar da, bu toprakların zenginliklerini hortumlamak için ellerinden gelen hiçbir şeyi arkalarında bırakmamışlardı. İçinde kaybolduğum, görkemli gökdelenlerin her tarafa kurşun gibi döktürüldüğü kentin, herhangi bir aralığından, karşı kıyıları gözden geçirirken, hem bu topraklara yerleşmiş beyaz adamı küçümseyebilmek için kafamda başka gerekçeler oluşturuyor, hem de bir yandan karşımda görünen Ark’ın ayaklarının acaba nehrin iki kıyısı arasına mı, yoksa tek kıyı üzerine mi yerleştirilmiş olduğunu kestirmeye çalışıyorum.
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bana göre akışı güzel hikaye müthiş hayatımda bir yeri var o annenin uğraşları gençlerin ruh hali çok iyi yansıtılmış karşı kıyıdaki olaylar üzücü ama herşey çok güzel sonlandırılmış gerçekler uzak değil
Nehrin Karşı Kıyısı
Nehrin Karşı KıyısıAlice Taylor · Orkinos Yayınları · 201534 okunma
Geleceğimin hiç varolmamış olduğu o günlerden birindeyim. Endişeden bir duvarla çevrili, devinimsiz bir şu an var yalnızca. Nehrin karşı kıyısı -karşıda bulunuyor oluşundan- bu taraftaki kıyısı değildir; acılarımın tek nedeni ise o karşı kıyıda. Pek çok limana yanaşacak olan gemiler vardır, ama bunlardan hiçbirisi hayatın acı çektirmeyi bıraktığı bir limana yanaşmayacaktır ve unutmayı başarabileceğimiz yer rıhtım değildir. Tüm bunlar çok uzun zaman önce oldu, oysa mutsuzluğum hepsinden çok daha eski.
Sayfa 70
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.