Yaşadığımız sorunların büyük çoğunluğu, aktif bir hayvan için tasarlanmış bir vücuda sahip olmamıza rağmen patates gibi hareketsiz bir yaşam biçimini benimsememizden kaynaklanır.
Sayfa 207Kitabı okudu
Bir eli bu derece insana özgür kılan şey nedir? Bu sorunun cevabı, kısmen de olsa ellerin insanlar arasında görünür bir bağ oluşturmasında yatar. Eller kim olduğumuzun ve elde edebileceklerimizin bir simgesidir.
Sayfa 40Kitabı okudu
İdeal fosil arama sahaları, az miktarda toprak ve bitki örtüsüyle kaplı olan ve insan etkilerine mümkün olduğunca az maruz kalınan yerlerdir. Fosillerin önemli bir bölümünün Gobi Çölü, Sahra Çölü, Utah Eyaleti ve Grönland gibi Kuzey Kutup bölgesindeki çölleşmiş bölgelerde keşfedilmesi şaşırtıcı mıdır?
Sayfa 22Kitabı okudu
En eski çok hücreli canlı fosili 600 milyon yıldan daha öncesine aittir. Üç kemikçikli ortak kulağı olan ilk fosil 200 milyon yıldan daha gençtir. İki ayağı üzerinde yürüyen bir canlıya ait en eski fosil ise, yaklaşık 4 milyon yıllıktır. Bütün bu bulgular birer tesadüf mü, yoksa işlediğini her gün tanık olduğumuz bir biyoloji yasasının yansımaları mı?
Tek hücreliden çok hücreliye deneyi
Araştırmacılar, normalde tek hücreli olan bir alg alıp, binlerce nesil boyunca laboratuvarda yaşamaya bıraktılar. Sonra bu ortama bir avcı, yani başka mikropları yutup yiyen tek hücreli kamçılı bir canlı getirdiler. Daha 200 nesil bile geçmeden, algler biraraya toplanıp yüzlerce hücreli bir küme haline gelerek bu avcıya karşı tepki geliştirdiler; zamanla hücre sayısı azaldı, ta ki her kümede sekiz hücre kalıncaya dek. Optimum sayı sekizdi; yenmekten kurtulabilecek kadar büyük, ama her hücrenin, canlı kalmak için kendisine gereken ışığı alabileceği kadar da küçük bir küme, sekiz hücreden oluşuyordu. Asıl hayret uyandıran şey ise, avcı ortamdan çıkarıldığı zaman gerçekleşti: algler üremeye devam ettiler ve sekiz hücreli bireyler oluşturdular.
Sayfa 160Kitabı okudu
İşte, solucanlardan balıklara ve insanlara kadar tüm canlıları kibirlerinden edecek bir görüş: Canlı tarihi çoğunlukla tek hücreli canlıların hikâyesinden ibarettir. Buraya kadar sözünü ettiğimiz canlıların hemen hepsi -elleri, başı, duyu organları, hatta vücut planı olan hayvanlar- yeryüzü tarihinde kısacık bir zaman dilimine karşılık gelecek bir süredir dünya üzerindedir.