Okurken hayretlere düşeceğiniz o kadar çok şey var ki kitapta; bizden dört bin yıl önce yaşayan insanların birçok konu da bizden ileri olmaları açıkçası beni dehşete düşürdü. İyi yönetenler, kötü yönetenler, zalimler, mazlumlar, rüşvetçiler, dürüstler kısacası insanoğlu var olduğundan beri fıtratında barındırdığı özellikler hep aynı. Bu kitap bir kurgu değil, dört bin yıl önce yaşamış bir insanın hatıra defteri. Günümüzden tek farkı henüz kağıdın bulunmamasından dolayı bu hatıraların kil tabletlere yazılmış olması. Ludingirra binlerce yıl ötesinden bu yazıtların kendisinden sonraki kuşaklara ulaşacağından emin olarak yazdığı tabletlerde, o günün coğrafi koşullarını, yönetim biçimlerini, dini inanışlarını, halkına ait masalları, atasözlerini yazıya dökmüş ve iyi ki de böyle bir şey yapmış. Söz uçar yazı kalır atasözünün canlı örnekleri bu tabletleri okurken özellikle günümüzde dehşet verici bir şekilde artış gösteren kadın cinayetleri bizi insanlığımızdan utandırırken, beni bu kitapta en çok etkileyen bölümler dört bin yıl önce kadına nasıl değer verildiğini, kadın haklarının nasıl korunduğunu gördüğümde insanoğlunun evriminin tersine döndüğü düşüncesiyle başbaşa bıraktı.
Son olarak ünlü bilim kadınımız, sümeroloğ tarihçi Muazzez İlmiye Çığ’a sonsuz teşekkürlerimi sunmadan incelememi tamamlamak istemedim. İyi ki varsınız ve büyük emekler ve hatta bir ömür vererek bu tarihi cevherlerle bizi buluşturdunuz.
