“Eskiler, gâni yürekli insanlarmış. Sevdiklerinin nâmını kutlamak için hanlar,çeşmeler yaptırırlarmış. Bugünküler sahiden o adamların nesli mi? İnanmak güç. Türk erkeği cömert diye belledik. Halbuki herkes nekes(cimri) oldu galiba.
Yalnızım sanan yalnız olmadığını, ona hakkını vermede, gerçeği söylemede cimri ve nekes davrananın dili nihayet çözüldüğünde olaylar da işte çözülüverecek.
Cimri, nekes ve utanmazdır, malının bekçisidir
Yığar, yemez, içmez, sıkı tutar onu
Dostuna tuz bile tattırmaz esenliğinde
Ölür, kalır malı, sonunda yer düşmanı
Adamın suratından pabuç boyatıp boyatmayacağını, nekes olup olmadığını şıp diye anlardı. Gülen adam, bir kez eli açık olur. Bu asık suratlılar , aslında cimri soyudur. Ve çoğunluktadır. İşte bir gülmeyi bile esirgeyen adam, parayı haydi haydi esirger. Bu sokaktan geçen şehirli kısmının çoğu hiçbir şeyi karşılıksız yapmaz. Gülmeyi de. Ya kendisini alsın diye yavuklusuna güler, ya iyi et versin diye kasaba güler, ya terfi ettirsin diye müdürüne güler, ya oy versin diye halka güler. Böyle, karşılıksız gülmeyi bilmez. Durup dururken gülenden de kuşkulanır. Suratını asıverir, benden bir şey isteyecek diye.