Bize neler neler öğrettiler Sevdalar üstüne Aldatıldık Sevda böyle değil Ne masallar, ninniler söylediler Dünya üstüne Aldatıldık Dünya böyle değil Ufalana ufalana kaç kuşak eridik bu yollarda Kimimiz yerle yeksan, kimimiz zor ayakta Kolu kanadı kırık kuşlar gibiyiz ayrı diyarlarda Bize saadet nasip şimdi uçuk rüyalarda
Sayfa 82 - Metis, 2016
"Aslında," diye devam etti Hasan. "Yüreğimin derinliklerinde hala gençliğimdeki o masalları, Mehdi 'yle ve Peygamberle ilgili sırlarla dolu hikayeleri özlediğimi hissetmyor değilim. Yaşadığım hayal kırıklığının açtığı yara hala kanıyor. Hala canım yanıyor. Ama anlatılanların hiçbirinin doğru olmadığını ileri süren düşüncenin
Reklam
Luppo alan dayı geldi yine aklıma xd
Önceki kasırgalarla ilgili verileri didik didik ederek insanların neler almak isteyebileceği tespit edilmişti. Cleve bir cevap mı geldi dersiniz? Hayır! Çilekli Pop-Tart. Ürün kasırga önceside normalden yedi kat daha fazla satılıyordu.
Binbir gece masallarından No: 271-272
Heykel Odası Arap kaynaklara dayanan bu öykünün yazarı belirsizdir. Öykünün içeriğine bakılırsa, yazarın Müslüman bir İspanyol olduğunu düşünebiliriz. Yüzyıllar önce, Endülüs Krallığı’nda, Lebtit, Centa, ya da Jaén isimli bir şehir vardı ve krallar burada otururlardı. Bu şehirdeki güçlü kalenin kapıları içeri girmek ya da dışarı çıkmak için değil
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Esirlerin salıverilmesinden sonra Tiflis'te çıkan Kafkas adlı ga­zetede, avulda geçirdikleri esaret günlerinin hikayesi yayınlan­dı. Gazetenin yazdığına göre "ilk akşam, tanışmayla geçti." Bu denli dehşet verici bir akşamı, sosyal kaynaşma çağrışımı yapan bir ifadeyle tarif etmeleri ilginç. Fakat Şamil, daha ilk günden esirlere
Reklam
Bize neler neler öğrettiler Sevdalar üstüne Aldatıldık Sevda böyle değil Ne masallar, ninniler söylediler Dünya üstüne Aldatıldık Dünya böyle değil
Sanki kitaplar seni hatırlatmaya ant içmiş gibi C
Atinada yaşadıklarını ve onlarca yıl önce dedeleri Türkiyeden, îç Anadoludan buraya göç eden Kürtler olduklarını söylediler. Çok şaşırdım... Yunanistanda Kürtlerin yaşadığını bilmiyordum. Açıkçası şaşırdığım şey kimlerden oldukları değil yeni bir şey öğrenmekti. Çünkü ilgilendiğim şey kimlerden oldukları değil onlardan neler öğrenebileceğimdi. Isırdığı ekmeğin temiz köşesini karnımı doyurayım diye bana veren bu adamın kimlerden olduğunun ne önemi vardı ki?
Hata Hezimettir...
Fakat ne yazık ki umdukları yardımın gelmesi mümkün değildi. Dolasıyla Moğollara karşı neler yapılması hususu uzun uzun tartışılacaktı. Harezmli devlet erkânı, Moğol ordusuna karşı savunmanın nasıl yapılacağı konusunda farklı fikirler söylediler. Bu fikirlerden biri, sultanın oğlu ve bazı devlet adamlarının da savunduğu meydan muharebesi yapmaktı. Ancak bu, kabul görmedi.
Reklam
Yakın bildiklerim, dost diye sarıldıklarım... zaten yıkıldığım bir dönemde 'düşene bir tekme de biz vuralım.' diye neler söylediler neler... Ben zaten bitmişim, tükenmişim, yetmezmiş gibi konuştular, konuştular.
Sayfa 290 - Kapı Yayınları
Üç Makbûl Haccın Neler Kazandırdığı
Anlatıldığına göre bazı kimseler, Kayrevan'daki Manastır şehrinde yaşayan Sa'dûn el-Havlani adlı âlime giderek, Berberi Kütāme kabilesinden olan eşkiyaların bir adamı öldürüp bütün gece yaktıklarını, fakat adamın vücüdunun eskiden ne ise yine öyle bembeyaz kaldığını söylediler. Bunun üzerine Sa'dûn el-Havlanî: "Öyleyse o adam üç makbül hac yapmış biri olmalıdır." dedi. Haber getirenler: "Evet, o adam üç defa hac yaptı." deyince şunu söyledi: "Resûl-i Ekrem Efendimiz'in şöyle buyurduğunu bana haber verdiler: 'Bir kimse bir defa haccederse, Allah'a olan borcunu ödemiş olur." Allah'a olan borcunu ödemiş olur ifadesi şu âyet-i kerimeye işaret etmektedir: "Hacca gitmeye gücü yeten insanlara Beytullah'ı haccetmek Allah'ın bir emridir."" Bir kimse iki defa haccederse, Rabbine karz-ı hasenle borç vermiş olur. Hadisteki bu ifade de şu âyet-i kerimeye işaret etmektedir: "Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine geri vermesi için kim Allah'a güzel bir borç vermek ister?" Allah'a borç vermek, O'nun rızasını kazanmak için malını ve canını yine O'nun gösterdiği yolda harcamaktır. Kur'ân-ı Kerim'de belirtildiğine göre "kat kat fazlasını almak" båzen bir verip on almaktır: "Bir iyilik eden, on misli iyilik görecektir."2 Bir kimse de üç defa haccederse, Cenâb-ı Hak onun vücüdunun kıllarını ve derisini Cehennem ateşine haram eder
Sayfa 514Kitabı okudu
Bir şarkıydı, öylesine yazıldı, Bir anlamdı, öylesine bozuldu, Bir savaşdı, öylesine azıldı. Belirli bir yerde durmak için Neler-neler çizildi, Neler-neler yazıldı. Ben dinledim birini; Nasıl söylenecekse, Öylesine susuldu. Bir-ağız’dan söylediler, olmadı. Türlü-türlü derlediler, olmadı. Tesbih gibi, dillerinde çözüldü.
— Size taciz ve tecavüz eden büyük halanızın oğluyla yıllarca yüz yüze yaşadınız. Bu nasıl bir duygudur? “O çok kötü bir duygudur. Bana çocukluğumu bile ya­şatmadı. Çocuklarla oyun bile oynayamadım. Hep kaçıp bir yerlere saklanmak istedim. Neler yaşadığımı kimse bil­mediği için, bana hep “ne garip bir çocuk” gözüyle baktılar ve söylediler. Hocalara götürüp üzerime dualar astılar. An­ nem hep bana “adın deliye çıkacak, evde kalacaksın” derdi. Bazen halime üzülür, bazen de döverdi. Sanıyorum çaresiz­liğinin tepkisiydi yediğim dayaklar.
Daha başka neler söylediler? "Paniğe gerek olmadığını. Bunu ikinci kez söylediklerinde konunun sakinleştirici etkisini de yok etmiş oldular.
187 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.