Nenemin iştahından eğer birkaç kırıntı artarsa, sıra kümesteki tavuklarımıza gelirdi. Nenem ayağa kalkar, önlüğünün üstüne dökülmüş kırıntıları, kutsal ekmek gibi avucuna toplar, kümese yönelir ve titrek sesiyle seslenirdi: "Tuu, tuu, tuu... Bu "tuu, tuu, tuu"ların tavuk dilindeki anlamı bir hayli derindi: "Ekmek, ekmek, ekmek
Sayfa 72
“... Dizim ağrıyor olsaydı da, nenem başından tülbentini çıkarıp dizime bağlasaydı. Sağ dizim mi ağrırdı daha çok, sol dizim mi? Büyümekten derdi nenem. Bir an önce büyümek isterdim, büyüyüvereyim, dizimin ağrısı bitsin. Keşke büyümeseydim hiç. Ağrıyan dizim olsaydı yalnızca.”
Reklam
Ne depremler oluyor beynimde... Sonra filler Afrikada yaşar. Ne biliyim nenem kaçta öldü..
Kimsenin karnında açlığı, ayağında yalınlığı ve sırtında çıplaklığı kalmasın diye ömrümüzden bir parça vermek. Hepsi bu. Oysa bunu hacı nenem de bilir!
Leylim Leylim
Leylim Leylim
...birkaç dakika içinde koca yolu kat eden bu garip nesnenin ne olduğuna bir türlü karar verememiş. Eğilip askeri aracın tekerleklerine, direksiyonuna, arkasından dumanlar çıkaran egzoz borusuna bakmış hayretle. Sonunda, askerin yakasına yapışıp gözlerinin içine bakmış. Hala ne olduğuna bir türlü karar veremediği cipi göstererek "Yemin et!" demiş Kelime nenem, "Bunun bir yavrusu olursa bana vereceksin!"
Sayfa 147Kitabı okudu
Önüme şimdi sözde lezzetli, zevkli diye bir şey geliyor, daha ağzıma atarken rahmetli nenemin kavruk yüzü gözü­mün önüne geliyor, ne yediğimi, niye yediğimi anama ata­ma anlatamayacağım aklıma geliyor. Ben de "Avokado pü­resi yiyerek sizin önünüze geçtim, nesli ihya ettim," mi di­ yeceğim? Kuru ekmek, peksimet yiyen, hacca giderken pek­simetini denize daldırıp yumuşatan, hem de tuzlayıp lezzet­lendiren dedem benden güzeldi, nenem kuru kavruktu am­ma beni önüne katıp yedi mahalle kovalardı da benim dilim dışarı sarkar, o üstüne börek açardı.
785 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.