İnebolu'dan Ankara'ya öküz sırtında defalarca mühimmat taşıyan, yolda donarak şehit olan Şerife Bacı; cephede, hastanede, mecliste canla başla çalışan Halide Edib; bebeğini beşikte bırakıp cepheye koşan Nene Hatun, kadındır.
Aynı topraklarda yıllar sonra; "kadın gibi yürüme, kadın gibi gülme, kadın gibi konuşma" minvalinde, kadın olmayı bırakın, "kadın gibi" olmanın bile utanç unsuru olduğu aşağılayıcı cümleler normalleşir. Her şeyi "adam gibi" yapmak esastır. Ahlaktan çok ahlaksızlığı benimser hale gelmiş, bunu da kadın bedenine endekslemiş toplumumuzda, kadın-erkek eşitsizliğin örnekleri her geçen yıl çoğalır.
Zaman buldukça uğra
Tek neşem bu benim
Beklemek ve bulmakla yaşadığım
Dili tutulmuş bu şaşkın sevinç.
Eşyalar geri çekiliyor sen gelince
Bir ayrıntı gibi içinde kaybolduğum
Sığ ilişkileri günlerin
Örneğin beni ele alalım... Ben nasıl yaşadım sanki? Aklıma geldikçe utanıyorum. Hayatı hep ucundan, köşesinden yaşadım... Acım bana aitti, ama neşem çalıntıydı...
Titanların en güçlüsünü alt eden, babalık yapmayı bilmeyen babasını Tartaros’a gönderen, barbar devleri acımasızca yenen, fırtınalar öfkesi, şimşekler kükreyişi, yıldırımlar mızrağı olan; tanrıların, titanların, devlerin, insanların kralı.. Yeryüzü ve gökyüzündeki cümle mahlukatın Baştanrısı.. Zeus..
Peki ya bir insan kendini Zeus’un yerine koyarsa ne olur? Bir de işin içine neo Naziler girerse? Berlin’den Bergama’ya uzanan, mitoloji ve polisiye ile harmanlanmış romanı okurken kendinizi Olimpos Dağı’nda tanrılar arasında kaybedecek ve Nazilerin bitmez bilmeyen ırkçılık intikamları ile faşistliğin ne menem bir şey olduğunu göreceksiniz..