Tuhaf bir hikaye
Ağabey hayatım boyunca şahit olduğum en tuhaf şeyi anlatayım mı sana?” Misafiriyim, ince belli çay bardaklarına birer parmak rakı koymuşuz, toplasan iki etmeyen (daha önce bir hikayede kullanmıştım bu cümleyi) bir artı bir apartman dairesindeyiz. Eski eşiyle ilgili bir anı anlatacak galiba diye geçiriyordum içimden. “Yazabilirsin de
Öyle ya, evlerimizin içi boş olmasaydı nerede otururduk? S(ev)ginin evi olduğunu akıldan çıkarmamak lazım.
İsmet Özel
İsmet Özel
Reklam
Dün karşılaştığım meseleyi düşününce aklıma güzel bir fikir geldi. Dün Türkiye İş Bankasına iş başvurusuna gittim. Dönüşte Büyükçekmece de yol ağzında bir şehriyenin yanından geçtim. Kurban olduğum Allah işte ders verecek ya bir şey bahane oldu. Orada benim yaşlarda mazlum birini dubaları çeksin koysun diye görevlendirmişler. Şimdi benim aklıma gelen şu: Öyle kişilerin telefon numarasını, ev adresini, adını ve soyadını alacağım kariyer.net'te onların adına hesap açacağım. Yaşadıkları yere yakın oturaklı maaşlı ne iş varsa başvuracağım. Nerede çalıştıklarını da sorarım. Referans olarakta kendimi yazacağım. Kim ararsa "iyi çalışır, böyle olur, böyle biter" diyeceğim. Vallah iyi fikir. Sizde yapabilirsiniz.
Firavun,karısı Asiye’nin (r.a) Müslüman olduğunu duyunca, bir kasap çağırtıp emir verir: -Haydi koyunu nasıl yüzüyorsan onun derisini de öyle yüz. Kasap da firavunun emrini yerine getirir. Melekler feryat edip sordular: -Yâ Rabbi! Nasıl olur da sana îmân eden bu kadın, zalim Firavun’un o dayanılmaz işkencesine maruz kalıyor? Allah Teâlâ buyurdu ki: -O gerçekten bize kavuşmak istemiştir. Nihayet Asiye (r.a) can vermeye başladı. Tam o anda dudakları kımıldıyordu. Allah her şeyi bildiği hâlde sırf Cebrâîl aleyhisselâmı da haberdar etmek için buyurdu ki: -Onu dinle bakalım ne söylüyor? Cebrâîl aleyhisselâm dinledi ve arzetti ki: -Yâ Rabbi o senden sadece bir ev istiyor. Melekler şaşırdılar ve aralarında şöyle konuştular: “Zavallı pek ağır işkence gördü.Lâkin çok basit bir şey istedi.” Allah Teâlâ Cebrâil aleyhisselâma tekrar emir verdi: -Sor bakalım, bu evi nerede ve kimin yanında istiyor? Cebrâîl aleyhisselâm sorup arzetti ki: -Âsiye şu niyazda bulunuyor: “Rabbim benim için Cennette seni sık sık görebileceğim bir ev yap!” Melekler bunu duyunca şöyle konuştular: -Bu gerçekten büyük bir dilektir. Çünkü o, Rabbinden muhabbet ülkesinin arsasında bir ev arzulamıştır. Öte yandan Cenâb-ı Hak şöyle buyurdular: -O istemeden önce ben ona evini hazırlamışım.Asiye can verirken de ona en ufak bir acı çektirmedim. Çünkü o hâlde dahi “Allah! Allah!” diyordu. Resim temsilidir Hayırlı Vakitler
Batum İphone Turizmi
Arkadaşlar gitmeden önce bu yazının sizin için faydalı olacağını düşünüyorum. Ben yaklaşık 3 gündür Gürcistan dayım. Batum yani onların söyleyişi ile Batumi. Nüfusu tahminim 200binden fazla şu dönemlerde. Ticaret belli ki yavaş yavaş gelişiyor. Limanları dolu dolu. Ticaretle ilgili belli ki çok fazla alana etki eden bir oluşumları var. Artvin ve
Kahvaltı hazırlarken aklıma çok güzel bir şiir geldi. Salatalığı bir kenara bırakıp kağıt kalem aradım. Neriman nerede benim çizgili defterim? Gördün mü bak kaçtı işte, periler yani. Hayır ne zaman gelir belli de olmuyor. Öyle çat kapı. Ev hazır mı? Gömleklerin ütülü mü? Sehpanın bir kenara sallanıyor mu? Sobanın külü dökülmüş mü? Öyle sormadan çıkıp geliyor. İnsanlık hali tabii, her zaman bir şiiri karşılayamıyorsun öyle pantolon ceket. ilham perileri | ali haydar naroğlu
Reklam
370 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.