şaştım, senin hançerin bu kadar mıydı varmadı yüreğime için suçlu bir deniz gibi dokunma yüreğime tabansızım, aklım başımda, ellerim uyanık bir atmaca gülüşünde ellerin boyalı da olsa kentten de gelsen dağdan değilsin dokunma yüreğime şu ölenler kimdi, şu şarkı nerden sana dokunma yüreğime sondur bu akşamlar, geceler diriltir beni bir kuşun sesinde sen nerdesin hepimiz nerdeyiz güneş oyalıyor ikindiyi bir kuş sesinde kuşla mukayyet değiliz Turgut Uyar
Nerdesin dünya? Nereye gittin? Üzerine attığımız iki avuç toprağın altında olduğunu söyleme bana! Oraya bıraktığımız, ruhundan ayrılmış bir kemik yığınıydı yalnızca. Gittiğin yerleri anlat bana... Rahat mısın oralarda? Beni özlüyor musun? Hepsinden önemlisi aradığın huzuru buldun mu? Bir köşeye gizlenip görünmez yüzünle bizleri izliyorsundur belki. Gördüğün gibi, kimseler anlamıyor beni. İçinde debelendiğim, uçsuz bucaksız bir boşluk değil, hiçliğin ta kendisi! Fark edemiyorlar. Bir sen varsın dertlerime derman olacak, sana da ulaşamıyorum ki...
Reklam
Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız... Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi nerdesin, ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın , değil mi? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz . Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum. Önce beklemekten. Ömür
Alo baba sen misin nasılsın?Allahıma bin şükür ben burda iyiyim... Ne olsun be baba güzel geçiyor günlerim silah elimde hergün iştima nöbetteyim. Annem nasıl baba ağlamıyor değilmi? Söyle nolur ağlamasın bırakmasın kendini... Doğudayım tehlike evet biliyorum baba! Korkmuyorum elbet vatana kan can feda... Kardeşlerim nasıl sınıfı geçtilermi?
özlem, örneğin, işitmeyeceğini bildiğin birisine - yalnızca ona; ama, kendi kendözlem, örneğin, işitmeyeceğini bildiğin birisine - yalnızca ona; ama, kendi kendine - ”nerdesin?” diye seslenmendir”… Oruç Aruoba
Reklam
ÖzleyenGönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde, Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde! Dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde, Sen nerde, o fecrin ağaran dağları nerde! Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi, Hülya gibi yalnız gezinenler köye indi Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi, Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde Yahya Kemal Beyatlı
Nerdesin, ey yanlızlığımın nedeni, nerdesin Sensizliğine öyle alışdırdın ki beni,artık varlığına inanamaz oldum. Nerdesin, ey suskunluğumun sessisliği, nerdesin Bir hayalet gibi kafamda dolaşmayı kes artık. Beynimi kemirdiğin gibi ruhumu da kemirme. Gel gitler arasında koşdurma beni. Ne yakın gibi yakınımdasın Ne uzak gibi uzağımda. Sen her yerdesin Kafamı götürdüğüm her yerde.
Merhaba sayın okurlarım, merhaba sevgili okumazlarım, sevenlerim, sevmeyenlerim, can yoldaşlarım, can düşmanlarım, merhaba! Sayın bayanlar baylar, merhaba! Sayın olmayan bayanlar baylar, sizlere de merhaba!... Bindiği dalı kesenler, öksürüğe göre esenler, çabuk kırılıp küsenler, merhaba! Nerdesin, bir şu dağın ardında kalan umudum, merhaba!
Merhaba yoksulum, merhaba mahalle mantarı milyonerler, nerdesin ey sağduyu, sesimi duyar mısın ey özgürlük, merhaba! Merhaba verilip de tutulmayan sözler, merhaba doymayan gözler, merhaba dolmayan göbekler, iskemleler, işkembeler, ey özgürlük, merhaba! Merhaba bize gülen balıklar, akıl veren alıklar, merhaba. Merhaba özgürlük savaşında yaralanıp yitenler, merhaba bu yolda dökülüp bitenler, merhaba. Merhaba söylenememiş en güzel söz, merhaba güzel yarınlar, merhaba gelecek aydınlar, merhaba. İşte girdik alana, selam verdik dört yana, sözümüz anlayana: merhabalar, merhaba...
Reklam
Sorma, nerdesin, diye. Ne ehemmiyeti var, gönlünde değilsem eğer...
Geçmiş oIan dünden hiç yad etme, yarın da geImemişken feryad etme, düşünme geIeceği de geçmişi de, şimdi şen oI da yaşamı berbad etme. Eğer her şeyini kaybetmişsen ve cebinde bir ekmek aIacak kadar paran kaImışsa, git kendine bir demet menekşe aI ve ruhunu besIe. Bence bu çok anIamIıdır ve kişinin önceIikIe ruhunu besIemesi Iazım. Kendini satmayan
''Her yıl,bahar Ağrıdağının üstüne yürürken,dağın yamacındaki Küp gölünün kıyısına o yörenin tekmil çobanları gelirler,kepeneklerini gölün bakır rengi toprağının,kırmızı çakmak taşı kayalıklarının üstüne serip halka olup otururlar. Çobanların her yıl sayısı değişir. Tanyeri ışırken bellerindeki kavallarını çıkarıp Ağrıdağının öfkesini hep birden
NERDESİN Geceleyin bir ses böler uykumu, İçim ürpermeyle dolar:-Nerdesin? Arıyorum yıllar var ki ben onu, Âşıkıyım beni çağıran bu sesin. Gün olur sürüyüp beni derbeder, Bu ses rüzgârlara karışır gider. Gün olur peşimden yürür beraber, Ansızın haykırır bana:-Nerdesin? Bütün sevgileri atıp içimden, Varlığımı yalnız ona verdim ben. Elverir ki bir gün bana, derinden, Ta derinden, bir gün bana "Gel" desin.
Şöyle aşık olabileceğim biri lazım bana. Sımsıkı sarılacağım, güveneceğim, ağladığımda da güldüğümde yanımda olan. Ne biliyim böyle hiç gitmeyecek birisi lazım bana. Öyle ev boş diyebileceğim değil. Annem evde gel elini öptürmeye götüreceğim diyeceğim biri lazım. Lazım ama işte yok. Nerdesin be sen beklediğim insan? Nerdeysen çık gel artık.. Ömür bitiyor...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.