wagner
“Neredesiniz, Tıpkı benim gibi acı ve yokluk çekenler? Bir halk olduğunu özlediğim çokluk nerede? Benimle ortak mutluluğa, ortak teselliye sahip olmanızdan tanıyacağım sizi: acılarınız neşenizde dile gelmeli bana!”
Sayfa 45
Cemil bey, napıyorsunuz
Halbuki, adâlet yukarıdan aşağı bir kuvvetle gelmelidir. Çünki, adâlet bir kocaman taş gibidir, ki yukarıdan bir tek kişinin dokunmasıyla düşebilir. Aşağıdan yukarı atılması pek çok kuvvetlere muhtaçtır. Üçbin sene evvel yaşayan Homeros bile «nerede çokluk, orada b....» demiyor mu?»
Reklam
Orhan Kemal’in Kemal Tahir’e 2.dissi
Demek iste­rim ki, «içinde yaşadığımız toplum düzensizliği insanlarımızı buralara kadar düşürürse, asıl suçlu toplumdaki düzensizlik olsa bile, insanlarımız aslında iyidir, güçlüdür, kahramandır. Ey insanoğlu, kendi ellerinle bozduğun toplum düzenini gene sen, kendi ellerinle düzeltip, kendini bu çıkmazdan kurtara­caksın..» Ama sen tut, Kemal Tahir gibi, insanların bu yan­larını görme, yalnız «gavat»lık, «deyyus»luk, «pezevenk»lik da­ ha bilmem nelerini kendine konu al, yaz da yaz.. Romanı bi­tirip kapayınca, okuyanda şu etki kalsın: «İşte bu yurdun köylüsü, kasabalısı, şehirlisi.. Hepsi gavat, hepsi deyyus, hep­si aşağılık küfürbazlar.. Bunlar adam olmazlar. Bunlarla hiçbir kurtuluşa gidilmez.. Hepsine gazyağı döküp yakmalı..» Ben böyle roman, hikaye ne bileyim daha başka sanat türlerini değil evime sokmak, elime bile almam. Unutmamak gerekir ki, Kemal Tahir, Mustafa Kemal'i de çokluk bu duruma düşürmek istemiştir. Ama asıl çıkarının nerede olduğunu bilmeyen bu insanlar vermiştir ilk Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı.. Ve unutmamak gerekir ki, yurdun kırk binden çok köyünü dolduran bu insanlar, yurdun üretimini sağlıyor.. Karamsar olmak için sebep ne?..
'Ben buradayım sevgili okuyucum' der gibi...
Neredesiniz, tıpkı benim gibi acı ve yokluk çekenler? Bir halk olduğunu özlediğim çokluk nerede?
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ben bütün dünya halkları gibi, benim yer yer cahil, yer yer görgüsüz, çokluk feci şekilde aldatılmış, çıkarın nerede olduğu bilincine varamamış, ama anlatıldığı zaman doğru yola geliveren insanlarımızdan örnekler almaktan yanayım. Buna “Aydınlık Gerçekçilik” diyorum. Delileri, hastaları, budalaları anlatmaktan ne çıkacak?
Üç bin sene evvel yaşayan Homeros bile 'nerede çokluk, orada bokluk' demiyor mu ?
Reklam
108 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.