Hayat, doğduğumuz gün başlayıp öldüğümüz gün sonlanan amansız bir yolculuktur. Aynı zamanda hayat, doğduğumuz gün başlayıp öldüğümüz gün sonlanan amansız bir arayıştır da. Kimileri bu yolculuk esnasında sürekli arar durur; kimileri ise hiçbir zaman aramaya tenezzül etmez. Kimileri yorulur yarı yolda bırakır; kimileri asla yorulmaz, yılmadan
Uzun zamandır kimseyi, hiçbir şeyi özlemediğim kadar özlemişim siteyi. Yaşadığım şahsi trajedilerden dert yanmak veya nadir de olsa yüreğime sinen mutlulukları uzun uzun anlatmak istemiyorum.
Güneşin doğduğu andan , battığı ana kadar varolan herşeyin değer verdiğimiz bir anlamı var biliyorum.
Başladı yine bir gün daha ve hala anlayamadan
Severek okuduğum bir yazardı Ali Lidar. Kendisini tanıdıktan, samimiyetine şahit olduktan sonra daha da bir bağlandım kalemine. Karakteri de üslubu kadar samimi...
"Yani şimdi
bütün bu olmayışların
ben miyim kabahatlisi?" (s. 43)
Sık sık sorduğum olur bu soruyu kendime.
Bazen bir şeyi çok istersin ama olmaz. Başka şey istersin o da
“ ‘Allah’ı neden göremiyoruz?’ diye sordu. Dedesi ‘Her yerde de ondan” dedi. ‘Her yerdeyse neden görmüyorum?’ diye sordu. Dedesi ‘Her yerde olan hiçbir yerdedir’ dedi. “
Âdemoğlu dünyaya düştü düşeli bir avuç kadar çehrede çeşit çeşit insan geldi geçti bu diyardan. Çehreleri olduğu kadar duyguları, düşünceleri, eylemleri de birbirinden farklı