Dostoyevski sürgün yıllarında, hapishanedeki bir köpekle, insan ilişkileri üzerine gözleme dayalı bir deney yapar. Köpeği takibe alır ve yanından geçerken her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. İlginç olan, köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına bir mahkum yaklaştığında otomatik olarak eğilerek tekme pozisyonu almasıdır. Köpeğin her yanından geçen mahkum otomatik olarak köpeği tekmeler. Dostoyevski de,bir gün köpeğin yanına yaklaşır ve başını okşamaya başlar. Köpek bir süre şaşkın şaşkın ona baktıktan sonra, hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlar. Önüne gelen mahkumun tekmelediği köpek, o günden sonra nerede Dostoyevski’yi görse kaçar ve ona bir daha asla yaklaşmaz. Köpeğin tekme atanlardan kaçacağı yerde başını okşayan Dostoyevski’den kaçmasının bir psikolojik açıklaması vardır elbet! Kötülüğü hayat şartı kabul etmiş canlıların sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı görünce çok büyük şaşkınlık yaşamaları ve afallamalarıdır bu. Ruhu köleleştirilmiş bu köpek sevgiye açtır. İnsanlar için de geçerlidir bu. Bazen kötü davrandığınız insanlar sizi cok sever, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder.
Siz iyi biri olduğunuz için herkesin size iyi davranmasını beklemeyin.
Ben iyi biri olduğum için her şey iyi olmuyor. Ben iyiysem, iyi şeyleri hak ederim. Ben iyiysem, her şey yolunda gider. Ben iyiysem, herkes bana iyi davranır. Ben iyiyim diye dünya bana göre şekil almıyor. İyi olup, iyi şeyleri hak etmeyi beklemek narsistce bir bakış açısı. Dünya senin iyilik haline göre ve sana göre şekil almıyor. Sen iyisin diye insanlar kötü olmaktan vazgeçmiyor. Sen iyisin diye dokunulmazlık kazanmıyorsun. İyi olayım diye hakkını savunamayacak duruma düşmemelisin. İyi olayım diye kötüye ses çıkaramayacak hale gelme. İyi olayım diye sana kötü davrananın iyi davranmasını bekleme. İyi olayım diye en sonunda kötü duruma düşen sen olma. İyi olayım diye diye "bunu hak etmiyordum" demeye başlarsın. Hak etmediğine inandığın şeyler başıma geliyor diye nerede hata yapıyorum diye düşünüp hareket ediyorsan, o zaman bütün olup bitenler senin yüzünden senin başına geliyordur diye inanıyorsundur. Bu yüzden daha fazla iyi olmalıyım diyip başına gelecekleri engelleyebileceğine inanıyorsundur. Ama işler öyle yürümüyor. EVET, başkasına kötülük yapmayabilirsin bu iyi bir şey ama bu seni bağlar. Sen iyi olmaya devam et ama kendini de başkasının vicdanına bırakma. Kendinin savuncusu ol.
Reklam
Dostoyevski sürgün yıllarında hapishanedeki bir köpekle insan ilişkileri üzerine gözleme dayalı bir deney yapar. Köpeği takibe alır ve yanından geçerken her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler.. İlginç olan, köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına bir mahkum yaklaştığında Otomatik olarak eğilerek tekme pozisyonu almasıdır. Köpeğin her yanından geçen mahkum otomatik olarak köpeği tekmeler. Dostoyevski de, bir gün köpeğin yanına yaklaşır ve başını okşamaya başlar.. Köpek bir süre şaşkın şaşkın ona baktıktan sonra, hızla yanından uzaklaşır ve Acı acı havlar.. Önüne gelen mahkumun tekmelediği köpek o günden sonra nerede Dostoyevski’yi görse kaçar ve ona bir daha asla yaklaşmaz… Köpeğin tekme atanlardan kaçacağı yerde başını okşayan Dostoyevski’den kaçmasının bir psikolojik açıklaması vardır elbet.. Kötülüğü hayat şartı kabul etmiş canlıların sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı görünce çok büyük şaşkınlık yaşamaları ve afallamalarıdır bu.. Ruhu köleleştirilmiş bu köpek sevgiye açtır.. İnsanlar içinde geçerlidir bu.. Bazen kötü davrandığınız insanlar sizi çok sever.. Bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder…
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Dostoyevski sürgün yıllarında, hapishanedeki bir köpekle, insan ilişkileri üzerine gözleme dayalı bir deney yapar ... Köpeği takibe alır ve yanından geçerken her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler ... İlginç olan , köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına bir mahkum yaklaştığında otomatik olarak eğilerek tekme pozisyonu
Bir Yahudiyi Sevmek Her insan bir dünya vatandaşıdır, Devletler bu evrensel mesajı kabul etmese bile aklı selim olan her insan bu durumu tasvip eder. Tembelliklerimizin adı başkalarını suçlamak olmuş, kim bu başkaları kimi zaman Suriyeli kimi zaman bir Iraklı , adı sanı ne olursa olsun , sığınma hakkını isteyen bir yahudide olsa , sığınma hakkı verilmelidir , bugün liberal ve demokratik söylemlerle hareket edenler Ortadoğu’dan gelen, Arap , Kürt ve Türkmen kardeşlerimize karşı müthiş bir öfke duymaktadırlar . Bu ülkeye sığınan insanlar birkaç kuşak sonra ülke insanından farksız olmayacaktır. 1925 yılında yaklaşık yüz aile Suriye’den Konya’ya yerleştiriliyor , şuan o aileler kendilerini Suriyeli değil Konyalı olarak görüyorlar hatta köklerini bile bilmiyorlar , Türkler bin yıl önce neredeydi , bin yıl sonra nerede olacaklar , mesele şuan ve sonrası için kuşatıcı ve kalıcı hamleler yapmaktır. Bir Yemenli arkadaşım , Kanada da yaşayan Yemenli bir aileyi Kanadalı yetkililerin ziyaret ettiğini çocuklarına Arapçayı okuyabilecek ve yazabilecekleri şekilde öğretmelerini isterler çünkü geleceğin Kanadasında o çocukların dillerine ihtiyaçları olacağını söylerler. Sevgi ve ilgi Karşılıksız kalmaz , rüzgar erken fırtına biçer. Halit Aslan
Adını Bilmediğiniz Yerler.
Sırf can sıkıntısından kalın, mor kadife perdeleri çekiyor, kendimce dış dünya ile bağlarımı koparıyorum. Sözde tee çok uzaklarda adını bilmediğim fakat fotoğrafını görünce işte burası diyebileceğim, düşle gerçek, gökyüzü ile yeryüzü arasına sıkışmış sazdan bir kulübenin sundurmasında oturuyorum. Üstüm, ayaklarım çıplak, hava sıcak, kollarımın
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.