'O gelmez artık!' dedi. 'Nereden biliyorsun?' dedim. 'Gidişinden belliydi!' dedi.
'İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.'
Reklam
“ KURU FASULYE TARİFİ “
Kuru fasülye şaştım aşı gibi aniden pişirilmez ki, ona bir günden evvel karar vermek lazım. Çok değil, sadece bir taşım kaynatacaksın akşamdan, sonra aynı suyun içinde öylece dinlenmeye bırakacaksın. Ertesi gün mutlaka atacaksın o suyu, çünkü zerre kadar yararı yoktur insana; hem gaz yapar hem de yemeği bulanık gösterip fasülyelerin ışıltısını karartarak onların göz zevkimize hitap etmelerini engeller. Efendime söyleyeyim, işte suyunu süzdükten sonra fasulyeleri gibi güzelce yıkayacak, üzerine üç parmak geçecek kadar su ilave edecek, ardından kısık ateşte yeniden kaynatacaksın ama bu noktada kaynama ritmine bilhassa dikkat edeceksin. Biliyorsun, her yemeğin farklı bir kaynama ritmi vardır... Fasulyeyi kaynatırken de dikkat edeceksin işte, hoplayıp zıplamadan, adeta alçak sesle bir şeyler anlatıyormuşcasına fısıldayacak sadece ve böylelikle taneler dağılıp gitmeyecek. Senin anlayacağın, diri taklidi yapan birer ölü olacak fasulyeler; birbirine yapışmayacaklar, tam aksine tespih taneleri gibi , ben burdayım diye tane tane ışıldayacaklar. Büyün bunların ardından sıra, minik birer küp şeklinde doğradığımız soğanlarla yeşil biberleri hem biber hem de domates salçasıyla birlikte yağda kavurmaya gelecek. Lakin yeşil biberler pabuç yarımı gibi olmayacak yahut yemeğin ortasında birer saltanat kayığı gibi gezinmeyecek; boyları en fazla iki fasulye boyunda olacak. Velhasıl, bir hayli ihtimam göstermek icap ediyor bu işe. Mesela, kuru fasulyenin cebine şöyle iki , üç diş sarımsak atmak da iyidir; yiyenin damağında, nereden geldiği anlaşılmayan hafif bir hoşluk yaratır..
Sayfa 98
“O gelmez artık!” dedi. “Nereden biliyorsun?” dedim. “Gidişinden belliydi!” dedi.
İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun?
Içinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve nedenlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.