Küsecek kadar sevmeli insan birini
o gelince küsmeli: neredeydin bunca zaman
niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu demeli, o varken kimseye küsmemeli.
İnsanın içi, boşluk kaldırmaz. Tıpkı âlem gibi. Ya iyi bir şeyle ya kötü bir şeyle muhakkak dolar, devrini sürdürür. Güzel ve hayırlı olan işlerin birini bitirip hemen diğerine başlamalı. Âleme hoşluk insandan yayılır. "Hoşça bak zâtına" diyor Şeyh Gâlib. "Zübde-i âlemsin" çünkü. Kendimize hoşça bakmak için ne yapacağız? Modern hastalıklar ve türlü krizlerden geçen bir çağda ne yapabiliriz? Mahmud Erol Kılıç hocanın kanaatine tamamen katılarak söyleyebilirim ki çıkış yolu dervişliktir. Yanı başka türlü bir yaşam algısı. Başka türlü bir nazarla yeryüzüne bakmak. Başka türlü bir tavırla ömür denen yolu yürümek. 'Sahip olmanın bataklıklarında değil, 'olma'nın çöllerinde kaybolmak. Hayatın Satır Araları, ilk kez 2013'te yayımlanmıştı. 7 sene geçmiş. İkinci defa okuma ihtiyacı duydum ve geçen gün başladım. Meğer kitabın satır aralarında neler varmış neler. Böyle olunca hemen şahsi muhasebe yapmalı. 7 sene önce sen neredeydin? Ne oldun? Halin değişti mi? Güzel bir şeyler yapabildin mi? Hayra vesile oldun mu? Şevk verdin mi? İnsanın araç olarak görüldüğü ve kullanıldığı bir zamandayız. Oysa insan(lık) bir hedeftir. İnsan olmaya geldik. "Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvân imiş" diyor Niyazi-i Misri dede. Daha ne desin...
"Sen bizim o uzun ölüler, korkular listesinin altından artık kalkamıyorsun. Sen bize artık adeta yabancı geliyorsun, sen şimdi masal kitaplarında okuduğumuz Allah Baba'sın. Bize bugün bir yenisi gerek. Korkularımıza, sefaletimize uygun bir yenisi. Yepyeni bir Allah. Biz seni az mı aradık, Allah Baba, her yıkıntıda, mermilerin açtığı her çukurda, her gece. Can korkusuyla biz sana seslendik, Allah Baba! Bize yardım et diye haykırdık, ağladık, küfrettik! Sen nerelerdeydin, Allah Baba? Bu akşam neredeydin? Bizden yüz mü çevirdin yoksa? Büsbütün, o güzel, eski kiliselerinin içine mi kapandın, Allah Baba? Feryatlarımız, parçalanmış camların gerisinde kulaklarına ulaşmıyor mu, Allah Baba? Nerelerde kaldın?"