Ne demekmiş sonra bulunur!.. Şimdi bulunmazsa gitti gider, dahi gider... Hanım, burası neresi? Mahpus koğuşu, hırsız yatağı. Adamın gözünden sürmeyi çalarlar.
Allah birdir peygamber hak
Rabbül alemindir Mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürdü Türkü ne Çerkezi
Hep Adem in oğlu kızı
Beraberce şehid gazi
Yazgı çoğuldur, hep izdüşüm olur çıkar.
Gün başlıyordu söylenler içinde
Belleğimin avunusuz göğü ağar.
Nedenini bilmiyorum, yoktu belki de,
Çıplak ayak gibiydi alışkanlık.
Uyuyan kırlangıç gibi, uyanan öğle.
O kadar şey vardı ki oysa, bakamadık
Dünya gözüyle, neresi burası,
Sağduyunun anlamı gibi karanlık.
Benzetmişler mi, bulmuşlar mı bunları,
Duyularım yoktu ki algılayım
Vazgeçtim, eğreti öngörümün kalkanı.
Kapıları açıp kaparken varım.
Kitap fuarında yayınevi görevlisinin ısrarlı tavsiyeleri sonucu aldığım kitap tam bir fiyasko çıktı.
Gözlerimi kanatan imla hatalarından bahsedeyim önce:
Yazar sanki imla kurallarıyla inatlaşmak istercesine 500 sayfalık kitapta hiçbir "de" bağlacını ve "mi" soru ekini ayırmamış.
Kitap boyunca o kadar çok yanlış yazılmış kelime