Durdurun zamanı
woww bir sürü tanecik öpüşüyor, ben hangisine yapışsam acaba ... evet sonunda yakaladım birini gel buraya , sen de öp beni lütfen ! bak gör seni çok güzel öpeceğim . --mucuk! waww bu da ne! muhteşemdi , eee herkes nerde, diğerlerine ne oldu? Biz niye birleştik ? Bu suyun içinde ne işim var ? Ben niye sürekli büyüyorum? Burda tek başıma sıkıldım artık , zaman da geçmiyor tam 7 ay oldu ,zorlasam çıkabilir miyim acaba? oley ! dışardayım . Ama burası da neresi ? geldiğim yere hiç benzemiyor, Ben niye herkese benziyorum ve niye hiçkimse benim gibi değil ? Bir kadın bana yemek veriyor , galiba beni seviyor, bir adam vardı , çok görmüyordum ama o da beni seviyordu galiba, 9 yıl sevdi beni sonra toprağa gömdüler, ben de onu çok severdim. Başka bir adam daha vardı galiba o da beni seviyordu ama dur ,yolunda olmayan bir şeyler var o benim ellerimi, bacaklarımı, göğsümü dudaklarımı seviyor ,diğer adam öyle değildi ... Bu kötü seven adam , neden beni hep yalnızken seviyor? ne zaman başladı bilmiyorum ama 6 yaşıma kadar her yalnız bulduğunda sevdi , ben onu hiç sevmedim... zaman çok hızlı geçiyor burda daha da büyüdüm , büyümeyi sevmedim daha çok üzülüyorum ,daha çok düşünüyorum , daha çok ağlıyorum, daha çok kötü seven adam tanıyorum , daha çok kötü kadın ... Bu öykü çok uzadı ... Bu sene 32 . yıl... lütfen durdurun zamanı.... Ben öpücüğümü geri almak istiyorum.. Kimseyi öpmek istemiyorum.
NEREDEN BİLECEKSİNİZ!
(Şubat Ayı Öykü Etkinliği) Taş çatlasın otuz beş yaşındayımdır. Camekandan öyle gözüküyor. Erken yıpranmış bir genç veya kendine iyi bakmış bir orta yaşlı olma ihtimalim de var. Yakışıklı değilim. İnsanın kendisine çirkin demesi öyle kolay değil de işte karanlığım biraz çirkinim. Bir şiirdendi sanki bu. Şiir falan hatırlıyorum.
Reklam
Birden durup dururken içim cız etti. Bir baktım, gene aynı karın ağrısı. Öyle özlemişim ki seni. Dönerken bir meyhane gördüm, bir içeri girdiğimi hatırlıyorum bir de rakıya yumulduğumu. Arkasından en az dört cıgaralık içmişim. Sonra bir gözümü açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyor. Bir daha açtım, başımda bir çocuk "Kalk abi," diyor, "Kars’a geldik." Otobüsten indim, yürümeye başladım. Dedim, Allah’ım neredeyim ben, burası neresi? Sonra güç bela burayı buldum. Kapının önünde durup düşündüm. Dedim, "Bekir, bu kapı ahiret kapısı, bu köprü sırat köprüsü, bu sefer de geçersen bir daha geri dönemezsin. İyi düşün," dedim, düşündüm, düşünüyorum, ama olmadı, dönemedim. Sonra "Bak oğlum," dedim kendi kendime, "Yolu yok, çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi." (Kader, 2006)
204 syf.
10/10 puan verdi
HİÇ GENELEVE GİTTİNİZ Mİ?
Hiç hayat kadınlarıyla empati yaptınız mı? Onların “çalışma” koşullarından haberiniz var mı, haberimiz var mı? Onlara iş verir miyiz, onlarla evlenir miyiz? Herkesin cevabı koca bir “hayır” olur. Fakat onların orada olmalarının sebebi biziz. Bedenini satan kadınların, tacize tecavüze uğramış çocukların acılarında bizim sorumsuzluğumuz,
Hayatsız Kadın Ayşe
Hayatsız Kadın AyşeAlper Uruş · Kibele Yayınları · 2019138 okunma
Burası Çin Değil... Gazze Değil... Peki Neresi...
Gün geçmiyor ki 21. yüzyılın aydın Türkiyesinde bir rezillikle daha karşılaşmayalım! Başta konya olmak üzere birçok ilde kuran eğitimi yapan yani kuran ögreten ablalarımız tek tek gözaltına alınmış. Her çagda olduğu gibi firavunlaşmış sistemlerin en çok cekindiği kişiler müslüman olan ve müslümanlığını yaşamaya çalışan kişilerdir. Onlar elleriyle ve ağızlarıyla kuranın nurunu söndürmek istiyorlar ama bilmezler ki onların güçleri keler'in üflemesi gibidir! Ne söndürebilirler nede tamamen yok edebilirler. Masum ablalarımızın tek suçları hakkı hak olarak yüceltmeleri batılı zelil olarak yermeleridir. Seni asla yalnız bırakmayacaklar. Evine çekilsen ve üzerine kapını kapatsan dahi pencerenden hakkın ışığı girdiği sürece sen ortadan kaldırılması gereken bir tehditsin. -Seyyid Kutup.
96 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Zarifçe söylemlerin zemini, kelimelerin adeta bir gizli dizilimin öğeleriymiş gibi, büyük bir birikmenin haklı kudretiyle şiirde ki hükümranlığını ilân ediyor... Belki de şair olmanın ilk şartı, kendi lisanını, hezeyan ve coşku atfosferini ziyana uğratmadan taşıyabilmek... Zarifoğlunun şiirine, yalnız başka bir şiirini emsâl
İşaret Çocukları
İşaret ÇocuklarıCahit Zarifoğlu · Beyan Yayıncılık · 20194,309 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.