Herkes bu soruyu soruyor. Nereye gidiyoruz? Bana öyle geliyor ki, hiçbir yere gitmiyoruz. Her zaman yoldayız. Her zaman gidiyor ve gidiyoruz.
Çocuk yapmak, risk almaktır… Her seferinde kazanılmaz. Yine de insan çocuk yapmaya devam eder.
Reklam
"NEREDEN GELİP NERE GİDİYORUZ?
Nereden gelip nereye gidiyoruz? Belimizi doğrultup kalktığımızdan beri iyi ayak üstün, kolumuzu bir soya boyu uzattığımızdan beri, Taşı yonttuğumuz beri yıkan da yaratan da biziz yıkan da yaratan da biziz bu güzelim, bu yaşanası dünyada Nereden gelip nereye gidiyoruz? Arkamızda kalan yollarda ayak izlerimiz kanlı, arkamızda kalan yollarda ulu uyumları ellerimizin, aklımızın,yüreğimizin, toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte. Nereden gelip nereye gidiyoruz? kanlı ayak izlerimiz midir önümüzdeki yollarda duran? bir cehennem çıkmazında mı sona erecek önümüzdeki yollar? Nereden gelip nereye gidiyoruz?
Sayfa 29 - Hece dergisiKitabı okuyor
Onlarda bıkkınlık yok,alışkanlıklar yok,sıkılmak yok.Hiçbir şeyin modası geçmiyor.her şey yeni.
Sayfa 51 - Yapı Kredi Yayınları
Thomas ve Mathieu manzaraya bakmıyorlar,umurlarında değil.Beraber asla hiçbir şeye hayran olamayacağız.
Yapı Kredi Yayınları
Bir bebeğin çirkin olmaya hakkı yoktur,zaten bunu söylemeye kimsenin hakkı yoktur.
Sayfa 34 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
48 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Okumaz yazmaz -Ágota KRISTÓF
İnsan kırk sayfaya ne sığdırabilir . Geriye baktığında ardında bıraktığı, yaşadığı acıyı, mutluluğunu ,umutsuzluğunu , yaşamındaki değişikliği, bir anda okuyamaz , yazamaz hale gelmesini , kaybettiği, kazandığı şeyleri , özlemini nasıl ifade edebilir. Hayatımızı biz mi Seçiyoruz yoksa hayat rüzgarı ile bizi nereye sürükler se oraya mı gidiyoruz. Yeni bir dünyaya yeni bir hayata ayak uydurmaya çalışan biz .Daha ne yaşayacağımızı bilmiyoruz . Çektiğimiz bunca acıdan başka en önemli dayanağı okuyup yazmak ta buluyoruz. İşte bu kitap bu yazar kırk sayfaya eşsiz bir şekilde yüreğini sığdırmış . Yeni bir dilde sıfırdan başlayarak kendini var etmiş. Kendisini çok sevdim o da benim gibi Thomas bernhard hayranı en kısa zamanda tüm kitaplarını okumak istiyorum . Kırk sayfalık bir şahaser okumak isteyen herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Okumaz Yazmaz
Okumaz YazmazAgota Kristof · Can Yayınları · 20231,049 okunma
Gelip gittiğimiz şu dairenin Ne başı belli , ne de sonu Kimse doğru söylemiyor şu alemde Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz?
Sayfa 14
104 syf.
10/10 puan verdi
Jean-Louis Fournier'den ilk okuduğum kitap, 'Nereye Gidiyoruz Baba?' ve aynı zamanda ne acıdır ki çocuklarının diyebildiği tek cümledir. Engelli iki erkek evlada sahip bir babanın yaşadıkları ve anlattıklarına şahit oluyoruz.Çocuklarına dair hisleri,babalık görevini yapmaya çalışırken bocalamaları,eşiyle yaşadığı ilişki;hayal kırıklıkları,toplumun kendi ve çocuklarına olan bakış açısı.Bizlere en basit sıradan gelen;sohbet etme,hediye almak,kitap okumak,yazı yazmak,doğayı izlemek,müzik dinlemek vs.gibi aktiviteleri çocuklarıyla yapamamanın üzüntüsünü, en şeffaf en derin haliyle okuyucuya hissetirirken kendimizi sorgulamamızı,empati,şükür gibi kavramları düşündürmeye sevk ediyor.Çocuklarının normal bir birey olsaydılar eğer nerede neler yapıyor olabileceklerini,hangi meslekleri yapıyor olabileceklerini,onlara dair hayallerini vs.biraz mizahi daha çok hüzünsel şekilde yansıtmış. Kısa ama etkisi yoğun, boğazınız düğüm düğüm olacak, bir çırpıda okunabilir bir kitap.Ben severek okudum,tavsiye ile.
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,937 okunma
Reklam
Anormal bir çocuk sahibi olmaktan hiç korkmamış olanlar el kaldırsın. Kimse elini kaldırmadı. Herkes bunu düşünür, tıpkı depremi, dünyanın sonunu, sadece bir kez olacak bir şeyi düşünmek gibi. Benim dünyam iki kez karardı.
104 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Jean-Louis Fournier’in bugüne kadar okuduğum her kitabı hayatından bir parçayı anlatıyordu. Okudukça diğer kitaplarını merak ediyorsunuz ve bir an önce okumak istiyorsunuz. ‘Nereye Gidiyoruz Baba?’ kitabında yazar iki engelli evladına karşı olan duygularını ve onlarla olan yaşamını anlatıyor. Bunu çok net, samimi ve sansürsüz bir şekilde anlatmış. Kitapta her duygu var. Sevgi, öfke, bıkkınlık, çaresizlik, umut, umutsuzluk, isyan, kabulleniş... Okudukça bu duyguların ağırlığını hissediyor ve sarsılıyorsunuz. Bazı cümleler tokat gibi geliyor, bazıları nefesinizi kesiyor. Fournier hiç okumamış biri kitabı eline aldığında ne kadar kısa, kolay okunabilir bir kitap olarak düşünebilir fakat kitapları o kadar ağır bir duygu içeriyor ki.. Bu kitabın ilk sayfalarını okumaya başladığınızda bunu göreceksiniz. Bunu bu kadar yalın ve net bir şekilde okuyucuya hissettirmek tamamen yazarın ustalığı. Yazarın yazım tarzı çok etkileyici. Diğer kitapları gibi bu kitap içinde bu düşüncelerim geçerli. Kesinlikle yazarın her kitabını tavsiye ediyorum.
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,937 okunma
Muhaliflerde oluşan kanaat, ordumuzun taarruz kabiliyeti kazanamayacağı noktasında yoğunlaştı. Bunun üzerine taarruza yönlendirme cereyanını durdurdular. Başka bir teori ortaya attılar. Bu defa dediler ki: 'Bizim asıl hasmımız Yunanlılar, Yunan ordusu değildir. Zaten Yunan ordusunu tamamen mağlup etsek de, bununla bizim davamız son bulamaz. İtilaf devletlerini, bilhassa İngilizleri fiilen mağlup etmek gerekir. Bunun için, Yunan ordusuna karşı bir perde hattı bırakmak, asıl orduyu Irak kuzey sınırına yığıp, İngilizlere taarruz etmek lazımdır. Muharebe ile davamızın halli teorisi takip olunuyorsa, yapılacak iş budur.' Bu derece mana ve mantıktan uzak fikirlere iltifat etmedik. Onun üzerine, muhaliflerin başındakiler yeni bir propaganda çıkardılar: 'Nereye gidiyoruz? Bizi kim, nereye sevk ediyor? Meçhullere? Koskoca bir millet, belirsiz, karanlık hedeflere serserice sürüklenir mi?' Bu propaganda, Meclis binasından, Ankara'daki kimselerden ordu saflarına kadar yaydırıldı.
Sayfa 381 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
202 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
İtfaiyeciler sadece yangın mı söndürür? Ya öyle bir zaman gelirse ve itfaiyecilerin görevi kitapları yakmak olursa? Distopik roman sevenlere şiddetle tavsiye ederim. İnsanı korkutan , düşündüren yahu nereye gidiyoruz dedirten bir roman. Rad Bradbury'nin bu romanı 1951 yılında yazdığını düşününce de iyice şaşırıyorsunuz. Çünkü o kadar da günümüzü anlatıyor ki. İnsanların ekrana gömüldüğü , düşünmeden, okumadan mutluluğa odaklandığı , kafasını kaldırıp sohbet edenlerin sayısının her geçen gün azaldığı bir çağdayız. Romanda da böyle bir gelecek var . Evinde kitap bulundurmak, kitap okumak, şiir okumak yasak. Deniz kabuğu denilen kulaklıklarla tıkalı kulaklar. Kendilerine ne verilirse onu alıyor, eleştirmiyor , düşünmüyor , sorgulamıyor. Evlerin duvarları koca ekranlarla çevrili. Ama birgün bir itfaiyeci merak ediyor ve yakması gereken kitabı gizlice alıp okuyor . Kitaplara olan muhabbetimin bir derece daha arttığı, ekranların , sanallığın girdabına kapılmanın tehlikesini biraz daha anladığım ufuk açıcı bir kitaptı . Kitaplarınıza sımsıkı sarılın dostlar …
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202288,9bin okunma
1 soru 1 cevap
Beni bu bunalımdan kim kurtaracak? Vakit gece yarısını geçti. Pencerem açık. Uzaklardan hüzün dolu bir şarkı sesi geliyor. İçimde tanımlanamaz bir daralma var. Bir el kalbimi sıkıyor sanki. Ruhum kabına sığmıyor bu gece. Oda, ev, şehir, dünya, evren dar geliyor bana. Bir yolculuk etmek, buralardan, kendimden, her şeyden uzaklaşmak, bir yerlere
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.