Kartallar uçar mı bir harâbeden Köprülerden benim yarim geçer mi Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem Taşırsın yeryüzüne ebedi tohumları Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum Avuçlayıp öpüyorum kumları Bir kara delikten bakarken hayat Meydan okuyanlar kim bu serâba Söyle bana hindiba Sen nasıl bu kadar ceylan koşması Sen nasıl bu kadar yollar
Nereye uçar turnalar?
Reklam
Öyküleriyle Gittiler Yine
Öyküleriyle gittiler onlar, şiirleriyle, Şarkılarla türkülerle gittiler, düşünceleriyle. “Nereye uçar turnalar?” diye sordu biri. Yandı “küçük bir pervane” gibi bir diğeri. Önce gözleri yandı bu kentin, bu ülkenin, Göremez oldular görülmesi gerekenleri. Ölümler alkışlandı, sıradan sayıldı. Sonra kulakları yandı bu kentin, bu ülkenin, Duyulmaz
Eksilmesin dudağından gülüşün eksilse yaşamından güneş Yüzün kararmasın gecede, gülümse düşlerinde yine Nereye uçar turnalar, nereye gider gökyüzü..........
Sen yıkıldın altında göğün, yandın küçük bir pervane gibi Kim götürdü bakışından ışığı, kim aldı gözlerinden onu Kadehlerden yüreğine boşalan acı bir umutsuzluk o mu Kime söyledin derdini, kimi sevdin gizli gizli Kimler uyandırdı içindeki kötü kırık türküleri Kime söyledin derdini, kimi sevdin gizli gizli Kimler uyandırdı içindeki kötü kırık türküleri Nereye Uçar Turnalar
Kartallar uçar mı bir harâbeden Köprülerden benim yarim geçer mi Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem Taşırsın yeryüzüne ebedi tohumları Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum Avuçlayıp öpüyorum kumları Bir kara delikten bakarken hayat Meydan okuyanlar kim bu serâba Söyle bana hindiba Sen nasıl bu kadar ceylan koşması Sen nasıl bu kadar yollar
Reklam
237 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.