Hikayemiz çok meraklıdır.Ben biliyorum, memnun kalacaksınız.Denenmiş, yüzlerce binlerce kere oynanmış bir oyundur.Belki şimdi, şu anda, uzak bir Anadolu kasabasında tıpkısı tıpkısına oyunumuz oynanmaktadır.
O anda sorumluluklarımı hatırlayıverdim.Saate baktım; üç.Yeterince vaktim vardı.Doğruca odama gittim.Divanın altındaki çamaşır sepetini dışarı çıkartıp boşalan yere kendim girdim.
Sisin ortasında ince ince yağan beyaz yağmurun havayı bir örümcek ağı gibi çiziklerle bölmesine rağmen etrafımdaki hiçbir şeyi nasıl olup da gözden kaçırmadığımı anlayamıyorum.Her ayrıntı bana kendi ıstırabını taşıyordu.Kelimeler bu duyguları anlatmakta yetersiz kalıyor.
Nüzhet'in gözlerini merak ediyorum felaketlerimi bir kurutma kağıdı gibi içeceğini tahayyül ettiğim bu gözlerin içine kimbilir ne kuvvetli bir tecessüsle bakacağım.Ve yaşardıklarını görmek! Bunu tahayyül ederken benim gözlerim yaşarıyor.