...Edebiyatın yapıtaşı durumundaki sözcükler anlamla yüklüdür; sözcükleri düzenleme sanatıyla değişik anlam kesitleri kurar edebiyat yaratıcısı. Bu anlam kesitlerinin pek çoğu duygulara ilişkindir. Böylece, edebiyat yazarı duyguları dile getirme ustasıdır büyük ölçüde. Denecek ki dil başka, duygu başka; uzayda zamanda algılanan nesneleri adlandırmak, eylemleri amaçlara yöneltip yoğunlaştırmakla görevlidir dil; dışa ilişkindir bir şeydir öyleyse; oysa duygular içte iç dünyada başkalarına aktarılamayan gönül derinliklerindedir. Bense şöyle düşünüyorum: Duyguların dıştan gözlemlenebilen davranışlarla sıkı ilgisi vardır; ayrıca ancak dile getirildikten sonradır ki duyguların varlığından, niteliğinden haberi olur insanın; duygu dille belirir birbakıma...
Sayfa 136Kitabı okudu
Toplum
Namussuz beceriklilerdense, namuslu beceriksiz olmak iyidir. (Öyledir de, her zaman iyi midir, kimbilir?- Bunu olsa olsa en iyi namussuzlar bilir.)
Sayfa 151 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kişilik
Başarı, bazan gösteriş ardından koşanın yüzünü güldürür. Ne var ki, alkışın tatlı sesiyle, böyle biri çok geçmeden yanlış yola sapar, hiç değilse, yerinde sayar. Başarısızlık, gerçekte çok kişiye vergidir. Başarısızlığı en yaraşır biçimde değerlendirmekse, pek az kişinin üstesinden gelebileceği bir anlatımdır. Kişilik kolay başarıcıların değil, zorlu başarısızlıklarda pişenlerin işidir. Güzel şeyler çileyle kotarılır.
Sayfa 90 - Başarı ve çileKitabı okudu
Nermi Uygur: "Evde, işte, sokakta, kentte, kırda, nereye gidersek gidelim, Ne yaparsak yapalım hep 'teknikle' birlikteyiz, her yanımız teknik, tekniğin içindeyiz, onsuz olmadığımız yer zaman tasarlamak olanaksız gibi bir şey."
Sayfa 148 - Pan YayıncılıkKitabı okudu
Mallarmè
Görüyor musunuz, aslında, dünya güzel bir kitapta sonuçlanmak için yapılmıştır.
Sayfa 224 - Yapı Kredi Yayınları ikinci Baskı
Goethe ve Eckerman'ın konuşmasından.
... İnsanın okumayı öğrenmesi ne kadar çok zaman ve emek istiyor. Ben bu işe 80 yıl harcadım, şimdi bile amacıma ulaştığımı söyleyemem.
Sayfa 221 - Yapı Kredi Yayınları ikinci Baskı
Reklam
Goethe
Etkisi büyük olmuş bir kitap üzerinde artık yargı verilmez.
Sayfa 221 - Yapı Kredi Yayınları ikinci Baskı
-Nermi Uygur
"Aydın dediğin kuşkudan korkmayan kişidir bence. Kuşkuyla aydınlanır çünkü kafa. Kendi düşünmeyen aydın olamaz. Kuşkudan kuşkuya atlamaktır düşünmek. Karanlığı, bulanıklığı, belirsizliği dağıtan bir ışıldak kuşku. Büyük ölçüde kuşkulanmakla görevlidir akıl. O çok övülen aydınlığı kuşkuya borçludur."
Sayfa 56 - Pan YayıncılıkKitabı okudu
Taşrada soluk alıp vermekten hiç de yüksünmez çok kişi. Yeri yurdu, yaşı uğraşı ne olursa olsun, yaşama işinde kültüre de belli bir pay tanıyan pekçok insan için bu böyledir. Taşranın bir bakıma o rahat kültür döşeği, yaratıcı kültür ortamlarına özgü bazı abuk-subukluklardan, sürçmelerden, tehlikelerden uzakta olduğu için, taşralıların gözünde, aranıp korunmaya, pekiştirilip sürdürülmeye değen gel-keyfim-gel bir çekiciliğe bürünmüştür. Bu arada, milyonlar, yeryüzünün tümü söz konusu oldukta, nice yüz milyonlar, taşra kültürünün insan için nerdeyse kaçınılmaz bir yazgı olduğuna inanıp dört elle bağlanmıştır bu yazgıya.
- Yukardaki Tanrı'nın hoşuna gitsin diye mi ağaçlar böyle göğe yaklaşıyor?
Reklam
Dili, hazırlop değerleri başkalarına aktaran rasgele bir iletken sanmak yanlış. Amacı, düşünceyi, değeri var eden, kuran, yaratan ortam aslında dil. Insan için duyuş, görüş, düşünüş varsa, ancak dille var. Dilden önce, dilin ötesinde, dilden bağımsız bir yerde böyle şeyler var gibi görünüyorsa da yok aslında; ya da tam varlığına ulaşmamış, yarımyamalak bir biçimde var. Dil dışında başarılanı dile getirene yazar denmez; böyle bir başarıyı dilde vareden kişidir yazar.
Sayfa 147Kitabı okudu
Söz, iş'tir yazar için. Doğrular da öğretmeye yönelse, bakış açıları da sağlasa, istekler de aşılasa, yükümlülükler de sevdirse, adı, amacı, yöresi ne olursa olsun her yazar, özellikle her eylem yazarı tüm varlığıyla dilde soluk alıp verir. Dil, yazarın düpedüz aracı değil, her şeyidir. Hiçbir zaman birbirinden ayrılmayan araç da amaç da, bir bakıma, dildir. Dil yönünden etkinse yazar, amaç yönünden de soyludur. Dili ne denli ustaysa amacına o denli yandaş kazandırır yazar. Kof, sığ, düzmece amaçları benimsetmeye kalkışanların dili de koftur, sığdır, düzmecedir. Gerçekten usta yazar kötü amaç güdebilir mi? Dili çelimsiz yazar, hangi amacın savunucusu olursa olsun, gene de başarısız kalmaz mı? Doğru: "ben tüfeğim" diyen yazarın, gül bülbül övenler gibi yazması yakışmaz. Ne var ki tüfeğe tutukluk yapmayacak, geri tepmeyecek biçimde bakmak, tüfekle özdeşleşmek gerekir. Geniş, bol, derin, tükenmez bir insan-olma alanıdır dil. Yalnız çiçek değil tüfek de, yalnız tüfek değil çiçek de, - ama yalnız bu kadar değil, daha birçok şey, görüp değerlendirebildikten sonra her şey, insan-olmanın tüm olanakları dilin içinde barınır, dilde boy atıp verimlenir. Tüm yollar dilden geçer, yeter ki açalım bu yolları, yürüyelim bu bakımlı yollarda. Buysa her şeyden önce yazarların başarısına bağlıdır.
-Kültür insana arka çıktığı sürece devlet sırt çeviremez. -Her kültür bunalımı insan bunalımıdır;her insan bunalımı kültür bunalımıdır.
Sayfa 100Kitabı okudu
Batıya göre: Batılı olmayan, tek başına ayakta kalamayan; tek kişi olarak sürdüremediği yaşamı, sıkı dayanışmalı topluluklar içinde ayakta tutmaya çalışan; birbakıma pısırık, çekingen, gelişmemiş kişilikli bir insandır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.