Kitap okumak, mantar gibi bitiveren bir alışkanlık değildir; hayatı sorgulama alışkanlığının veya geleneğinin üstünde yükselen bir alışkanlıktır. Erken Rönesans'ta, 1450'de ilk matbaayı açtıktan sonra elli yılda yirmi milyon kitap basan ve okuyan Avrupa, Antikçağ Yunan felsefesinden o zamana kadar uzanan yaklaşık iki bin yıllık bir "hayatı sorgulama", ya da, Sokrates'in ünlü deyişiyle, "üzerinde düşünülmemiş bir hayatı yaşamaya değer bulmama" alışkanlığı'nı temel almıştı.
Batı'nın düşünce tarihi, aynı zamanda bu "hayatı sorgulayarak yaşama" geleneğinin de tarihidir ve bu bağlamda okuma eylemi, hayatı sorgulama eyleminin olmazsa olmaz aracıdır. Bu iklimde yetişen ender felsefecilerimizden Prof. Dr. Nermi Uygur'un deneme üzerine bir denemesinde önemle vurguladığı gibi, deneme, bu nedenle ancak kendilerini sürekli sorgulayan bireylerden oluşma toplumlara özgü ve o toplumlardan kaynaklanma bir edebiyat türüdür. Belki şöyle de denilebilir: İnsanoğlu için yaşamanın iki yolu vardır; kendini çoğunlukla akıntıya bırakmak ya da suyun içinde gerek daha önce attığı gerekse atacağı tüm kulaçları düşünerek ve deneyerek ilerlemek. Bütün mesele, bu yollardan hangisini gerçek anlamda "yaşamak" diye değerlendirmemiz gerektiği sorusunu sorma "geleneğine" sahip bulunmamızdır.
Eski kitaplarımızı yer yokluğundan bahçeye mi atacağız, yoksa onlara yaşadığımız sürece kültürümüzü ayakta tutacak temel taşları gözüyle bakıp üzerlerine mi titreyeceğiz?
Nermi Uygur, Türk felsefeciler arasında en çok tanınanlardan biridir. Analitik felsefecidir. Kitaplarını deneme tarzında yazmıştır.
Analitik felsefe taraftarları felsefeyi daraltmış, neredeyse bilimin hizmetinde bir faaliyet olarak algılamışlardır. Özellikle metafiziği felsefe dışı sayarlar.
Bu kitapta da her ne kadar tarafsız olduğunu söylese de yazar oldukça taraflı bir analitik felsefeci olarak metafiziği felsefe dışı kabul etmiştir. Deneme tarzında yazılması nedeniyle felsefe eserlerine özgü ispatlayıcı yaklaşımı bu kitapta bulamıyorsunuz. Ancak Nermi Uygur denemeci olarak iyi bir edebiyat eseri ortaya çıkarmış. Anlatım akıcı, kelimeler özenle seçilmiş.
Bir de incelemelerde felsefeye başlangıç için iyi bir kitap olduğu belirtilmiş. Aslında bu kitap metafelsefe yani felsefenin felsefenin felsefesi yapıldığı iddia edildiği için felsefede hayli ilerledikten sonra okumanın daha uygun olacağı bir kitap olduğunu söylemekte fayda var.
Felsefeye başlangıç için Ahmet Arslan, Ahmet Cevizci, Nigel Warburton kitapları veya Sofinin Dünyası vb. kitaplar daha uygun olacaktır.
Sonuçta felsefe üzerine kolay okunur, akıcı, analitik felsefenin bakış açısını görebileceğiniz bir edebiyat kitabı olmuş.
Tektek bilim tarihlerinden öğrendiklerimiz, bilimlerin geçmişine ilişkin bilgilerdir. Eski, geçmiş bilgilerdir; eskiden bilgi diye geçen, ama artık bu ada yaraşmayan birtakım belirlenimlerdir. Felsefede ise, dünkü felsefe bilgilerinin şaşılacak bir 'aktüalitesi' vardır, başka deyimle bu bilgiler, geçerliklerini, güncelliklerini sürdürürler.