"ne acayip er ya da geç öleceğini, hatta bunun belki hemen yarın olabileceğini bilerek, yine de yoktan sebepler uğruna incitmek birilerini. Güneşin bereketine yüz çevirip sıkı sıkı kapamak perdeleri. Bir koltuğa çakılmak, yarın hatırlamayacağın bir kedere saplanmak ya da.
Ne acayip unutmak, tabiatıyla kimsesiz olduğunu dünyada. Ve sanki
Uzun suskunlukların getirdiği büyük patlamalar ne acayip. Düdüklü tencereler ne saçma ve Allah’ım, insanlar ne kadar yalnız. Nasıl da korkunç bir şey bu yalnızlığımız. Ya da belki yalnız olduğuna inanmış koca bir kalabalığız.