"Nasıl olmalı güzel insan, güzel müslüman?” Dediler. Cevaba bakın: “Geldiği yere sürur ve neşe getirir, giderken de hüzün bırakır. Arkasından, ‘Ah nerede?’ denir, özlenir, aranır.”
O adam Allah dostuysa onu gördüğün zaman Allah'ı hatırlarsın yani, bu. ‘Nasil olmalı güzel insan, güzel Müslüman?’ dediler. Cevaba bakın: geldiği yere sürur ve neşe getirir, giderken de hüzün bırakır. Arkasindan ‘Ah Nerede?’ denir, özlenir, aranır.
Reklam
“Nasıl olmalı güzel insan, güzel müslüman?” Dediler. Cevaba bakın: “Geldiği yere sürur ve neşe getirir, giderken de hüzün bırakır. Arkasından, ‘Ah nerede?’ denir, özlenir, aranır.” 
Acayip bir durum… “seyr-i sûlukta bir an var” der, dervişler. Öyle bir noktaya ulaşırsın ki artık son duraktasındır. Öncesi hep sevgiliye doğru adım olduğundan neşedir. Ama o son noktaya ulaştıktan sonra, son adımı attıktan sonra, artık geri dönüş başlayacaktır. Çünkü tekâmül hep yukarı değil, aşağıyadır da. Neyse o ileri doğru atılan son adım, geri dönüşün hüznünü ve son noktaya ulaşmanın neşesini de içinde taşır. Aşk da böyledir, bir anı vardır ki neşe- hüzün, düşüş- yükseliş,  hep iç içedir. Bunu anlayamayan mecnun Leyla’nın peşinde dolanıp durur.
Gönüle,yüreğe hüzün fidanı dikmemek gerek ey can Hiç durmadan umut ve neşe kitabını okumak gerek durmadan...
Boyum ortanın biraz altında, bedenim sağlam yapılı ve toplucadır; yüzüm şişman değil, dolgundur: tabiatım, neşe ile hüzün arasında, oldukça ateşli ve sıcakkanlıdır...
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.