Cemil Meriç, diyalektiği bir metot olarak uygulayan 'serazat' bir düşünür; sonunda titreyip kendine/yuvaya dönmüş, hidayete ermiş, hak yolunu bulmuş eski bir Marksist; Batı'yı tanıdığı ölçüde, ışığın ancak Doğu'dan gelebileceğinin farkına varmış eski bir batıcı; Doğu ile Batı ve/veya 'muhteşem bir mazi' ile
Yaşam
Ne söylendiyse sadece dinledik.
Başka nasıl yapılmalı kesin bilemedik.
Yaşamı görüb de böyle yapdık?
İnsanlar konuştu gerçeğe çatdık?
Yalnız konuşulur aynı mevzular.
Bunu yaparsan olacak budur.
Nesini söyleyeyim, nesini anlatayım, nereden başlayayım, nerede bitireyim bilmem; böyle dile söze gelmez şeyleri insan kulağıyla değil, yüreğiyle duyabilir ancak.
Nesini söyleyeyim, nesini anlatayım, nereden başlayayim, nerede bitireyim bilmem; böyle dile söze gelmez şeyleri insan kulağiyla değil, yüreğiyle duyabilir ancak.
iktidardaki parti zora baş vurarak bu mekanizmayı işletmeyebilir. Faik Ahmet Barutçu ve arkadaşlan «Bu partiler böyle bir durumu gerçekleştirebilmeleri için az çok halkın sevdiği insanlar olmaları gerekir. Halk Partisi dışındaki öteki parti eğer halka sevilmeyen kimselerden kurdurulacak olursa iktidara gelince iktidarı CHP’ye devretmeye karşı çıkamaz. Karşı çıktığı takdirde baskı gruplan onu devirir, onlar da bu gerçeği bilirler. Bu nedenle muvazaa şartlanna uyarlar» görüşünü savundular.
Hemen şunu söyleyelim ki bu görüş temelinden sakattır. Çünkü halka dayanmayan, halkın sevmediği kişilerden oluşan bir iktidar baskı gruplanna birtakım ödünler vermek suretiyle iktidannı sürdürebilir.