Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Başak. Mavi Saçlı Kız. Yaşama sevinciyle dolup taşarken, gelecekle ilgili birbirinden güzel hayaller kurarken daha 16’sında hayatla vedalaşan kocaman ve acayip güzel bi’ yüreğin günlüğünden ve mektuplarından oluşuyor kitap. Senden öğrenecek öyle çok şeyim varmış ki Başak... Yaşama sevincin, hayata bakış açın, olgunluğun, hayallerin ve cesaretinle hayatımda çok farklı bir yerin olacak mavi saçlı kız. Başak bu denli yaşamayı isterken sonunu bile bile günlükleri okumak çok ağır geldi, hep belki bir mucize olmuştur diye devam ettim. Annesinin yorgunluğu, babasının çaresizliği, Başak’ın bitmeyen umudu... Hepsi iç içe geçmiş kitapta, inanılmaz etkilendim. Yaşamayı çok isterken melek olan bir başka can hiç gitmedi aklimdan: Neslican Tay. İkisi de cennettedir umarım. Kitap bitince albümdeki fotoğraflara uzun uzun baktım, Başak’ın gözlerinde yıldızlar; anneciğinin ve babasının gözlerinde ise kızları için direnme ve çaresizlik vardı. Sonra döndüm ilk bastaki aile fotoğrafına Başak’ı koymaya çalıştım, ailesinin mektubunu tekrar okudum; bu kez hepsiyle tanıdıkmış gibi hissederek... Seni hiç unutmayacağız Başak. Lütfen okuyun ve okutun bu kitabı.
Yanlış hatırlamıyorsam bu kitap ben orta okul son sınıfa giderken çıkmıştı. Arkadaşlarımın ellerinde görüyordum hep. O dönemde bu kitabı neden almadım hiç bilmiyorum ki o dönemlerde bile çok severdim kitap okumasını. Bir kitap sitesine kitap alışverişi yapmaya girdiğimde gene çıktı karşıma mavi saçlı kız. Neslican tay geldi aklıma birden. Dedim ki burçak da neslican da kanserle mücadele yolunda son nefeslerini verdiler. Kanser her yaşta çok zor ama ömrünün baharında daha da zor oluyor. Bunlar geçerken aklımdan alışveriş sepetine atıp alıverdim kitabı. Kitabı okurken de içim acımadı değil hani. Burçak ve ailesinin o dönemde hastanelerde yaşadıkları sıkıntılara çok üzüldüm. Kitabı okuyanlar ya da doksanlı yıllarda yaşamış olanlar bilirler hastanelerin çilekeşliğini. Maalesef burçak ve ailesi de almış nasibini bundan.....
Mavi Saçlı Kız esasında Burçak tarafından yazılmış 3 günlükten oluşmuş bir kitap. Fakat yalnızca bunlara yer verilmemiş kitapta. Burçak'ın annesinin mektupları, babasınınsa şiirleri de yer alıyor yer yer kitapta. Bir de Burçak ve ailesinin bir çok fotoğrafı.
Burçak 14 yaşında lösemi olduğunu öğreniyor. 16 yaşına 4 gün kala da ölüyor. Kitabı ilk defa okuduğumda Burçak'tan küçüktüm. Şimdiyse ondan neredeyse 5 yaş büyüğüm... Büyümez ölü çocuklar diyor ya hani şair. Öyle işte.
Burçak 29 Ağustos 1993'te şöyle yazmış: "Zamanı durduramayız aynı kalsın diye, ama bazı şeylerin değerini daha iyi anlamak bizim elimizde, öyle değil mi?" Neslican da birkaç hafta önce "Gençken her şey sonsuzmuş gelir. Çok zaman varmış gibi her zaman sağlıklı olacakmışsınız gibi. Ama gerçek bu değil. O yüzden ertelemeyin ve kıymetini bilmek için kaybetmeyi beklemeyin." demişti.
Burçak ve Neslican'ın ruhları çok benzer ruhlar gibi geliyor bana. İkisi de sonuna kadar savaştı, mücadeleyi hiç bırakmadılar. Ne mutlu var oldular, kocaman güzel gülümsemelerine şahit olabildik. İnadı ve inancı öğrendik onlardan. Devirleri daim olsun.
(Neslican Tay'ı kaybettikten birkaç gün sonra yazmıştım bu incelemeyi. Ancak fırsat bulabiliyorum)
Yürüyorum Yürüyor Yürüyoruz
Ahhh geldik can evime. Bu kitap ile ilgili ne yazarsam az gelir. Ben normalde yürümeyi seven biriyim zaten, bu kitap insanı aşı eder gibi yürümeye sevkediyor. Kısaca ayaklarınızın ne kadar değerli olduğunu anlatıyor. Sol ayağınızı da sevin benim için ( burdan kendisine selam olsun, Neslican Tay ) .
Yazarın Neslican Tay'ın ölümünün ardından "#neslicantay kızımız çok çile çekti ama ümidini kaybetmedi, ölümle yüzleşebilseydi ölüm bilincine sahip olsaydı, seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapılmasaydı dinlerin hayata anlam katma ve teselli gücünden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi diye düşündüm." diyebilecek biri olduğunu bilseydim kitabı alıp okumazdım. Neslican'ın konuşmalarını dinleyen biri olarak yazarın bu söyledikleri haksız ve hadsizce, söyledikleri doğru olsaydı bile oldukça yersiz ve düşüncesizce konuşmuş olacaktı. Çok sevdiğim bir Psikolog'un tavsiyesi üzerine alıp okudum bu kitabı. "mevlana, mesnevi" diyerek ünlenen veya bu sayede para, saygınlık kazananların fark edilir bir kısmında şirk söylemlerine rastlıyorum, bunu bu kitabın yazarı için demiyorum, genel tespitim bu. Bir de unutmayalım ki dinimizin kutsal kitabı Kuran-ı Kerim. Din adına yazılan insan ürünü hiçbir kitap kusursuz değildir. Kaldı ki internette mesnevi hakkında müslümanlar tarafından yapılan makul pek çok eleştiriyi bulabilirsiniz ve bu eleştiriler dini açıdan "aman herkeste kusur olur" kadar basit boyutta değil. Müslümansak bizim kitabımız Kuran-ı Kerim demektir. En başta onu okuyup anlamaya ve en önemlisi uygulamaya çalışırsak çok daha iyi olur.
Ah Neslican beni öyle yaraladın ki, seni uzaktan da olsa tanıdığım için hem çok mutlu hem çok eksiğim. Keşke burada kesişseydi yolumuz, seni o kadar çok sevdik ki Neslican, ruhumuza öyle güzel dokundun ki. Mücadelen çok güzeldi Demir Kadın
