Hikmetin en büyüğü Allah kelâmıdır, Kur’an’dır. Göz nuru için güneş ne ise akıl nuru için de Kur’an odur. Bu bakımdan Kur’an nurdur (Nisâ 4/174; Râzî’ye göre nazarî alanda akıl sık sık yanılgıya düşer, bu sebeple bir yol göstericiye, onun deyişi ile mürşide ihtiyacı vardır, bu mürşid de Kur’an’dır.
107.
Beni dokunmadan hisset,
Çünkü dokunmak sadece maddeyi hissettirir.
Ve maddeler elbet sonludur,
Sonsuz olan bir düşünceyle hisset beni,
Var olmak aslen budur.
Ve yok olmak da tam manasıyla budur.
Maddeyi sever gibi sevme beni mesela,
Duygularınla dokun.
Dokunmadan hisset varlığımı,
Var olduğumu bilmen için somut sebep arama.
Çünkü var olmak, akılla alakalıdır.
Yok olmak tamamen kalbe vakıf bir duygu.
Varsam bir miktar da olsa hissettir,
Zira bilmek istemem yok olduğumu.
Unutmak istemem bu sonlu dünyada,
Sonsuz bir eylemin de yok olduğunu.
Sevmek, dokunmaktan önce gelmeli,
Ve hisler azizim!
Hisler dokunmadan tenler dokunmamalı.
Dokunmak, hislerle değilse ya ziyandır ya çer çöp.
Beni yer, hatta yok say ama öteleme.
Varlığının indinde bir zerre ise değerim,
Zayıf da olsa bir hisle, hissetmek isterim.
Yok olmaktan daha acı yok sayılmak,
Velhasıl varlıkta en zor şeydir, kayıp sanılmak.