Kız çocuklarından biri öldüğü zaman babam her zamanki gibi yemeğini yer, anneme ayaklarını yıkatır, sonra yatmaya giderdi. Ölen çocuk erkekse babam annemi dövdükten sonra yemeğini yiyip
gene yatağa yollanırdı.
Özgürlüğüm onları öfkelendiriyordu. Hala istediğim, hala korktuğum, hala özlediğim bir şey kalmış olması hoşlarına giderdi. O zaman beni bir kez daha köleleştirebilirlerdi.
Hiçbir şey istemiyor, hiç bir ummuyordum.Hiçbir şeyden korkmuyordum. Bu yüzden özgürdüm.
Çünkü yaşamımız boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz, umutlarımız, korkularımızdır.
Türk erkeği için kadın çocukken sürekli söyletilen o mini mini kuş şarkısıdır. Vahim olanı ise kendisini ev kafesine kapatmakta ısrar edenin bu kuş rolünü çok iyi benimseyen mini mini kadınlar olmasıdır. Kuş pencereye konmuştur hemen içeri alınmıştır ve bu "cik cik cik cik ötsün diye" yapılmıştır. Ama bazı kadınlar pır pır ederken