Şimdi uzakta olan Nevar' dan ne kaldı hatıranda
Güçlü zayıf bütün bağlar kopmuşken aranızda
O bir Murre kızıdır; bazen Feyd' de konaklar bazen
yakın Hicaz' a
Hal böyleyken nasıl bekleyebilirsin kavuşmayı ona.
55- (Sevgilim) Nevar bilmiyor mu ki, ben (sevgimi hak edenlerle) dostluk bağımı güçlendirir ve (hak etmeyenlerle bu bağı) keserim?
56- (Ve bilmiyor mu ki) ölüm beni yakalamadıkça, hoşlanımadığım yerleri de terk edip giderim?
Sokrates gerçi açıkça hiçbirini destekle
miş değildi. O, devletin başına en akıllıların gelmesini istiyor, nerede olursa olsun, yalnız akla uygun olanı arıyordu. Nevar ki, içinde yaşadığı, Atina demokrasisinin akla uymayan tarafları çoktu. Sokrates de aklının dikine gittikçe durmadan düşman kazanıyordu. 400.000 Atmalının 250.000'i hiçbir siyasal hakkı olmayan kölelerdi. Geri kalan 150.000 yurtaştan da küçük bir azınlık Büyük Meclis'e girebiliyor, devleti yönetenler yurttaşlar listesinden alfabe sırasına göre seçiliyordu. Böylece her halk çocuğu her an, devleti yöneten 1.000 kişinin arasına girebiliyordu. Ama şu ya da bu değeri, bilgisiyle değil, sadece halk çocuğu olduğu için. Sokrates her
kesin başa geçme hakkını doğru bulmakla birlikte, başa geçenin en değerli yurtaş olmasını istiyor. Bunu istemekle de devleti çoğunluğun değil, seçkin bir azınlığın yönetmesini istemiş oluyordu ki, bu da bir yandan halk çocuğunun bilgi
sizliğini yüzüne vurmak, öte yandan kendilerini en değerliazınlık sayan aristokratların ve zenginlerin halk düşmanlığını ister istemez haklı çıkarmak demekti.
Mahallede ki abilerimizden duyduğumda hep, nevar ulan bukadar kederlenecek derdim, amma hakikaten bende başka söz bulamıyorum "Olsun Be Güzelim" demekten başka.
🌹İslâm ve Felsefe🌹
📚Hayvanların filozofu eşek Orwell'in Hayvan Çiftliği adlı satirik romanında şöyle konuşur:
«Allah bana sinekleri kovmam için bir kuyruk vermiş» der ve hemen arkasından ekler: fakat ne sinekler olsaydı ne de kuyruğum. Burada hem felsefe ile istihza edilmekte, hem miskin bir ruh hali sergilenmektedir. Ayrıca miskin
(Çok uzun bir sessizlik)
Ama senin dostların var.
(Uzun bir sessizlik)
Çok dostun var.
Onların sana bu kadar koltuk çıkmaları için ne veriyorsun onlara?
Bir gün Hasan-ı Basri, Ferezdak ile bir cenaze merasiminde buluşmuşlar. Ferezdak, Hasan-ı Basrî'ye: "Ey Ebû Said!
Şimdi halk seninle beni yanyana gördüklerinde ne deler bilir
misin? Bu cenazede, insanlann hayırlısı ile şerlisi birleşti, derler" deyince Hasan-ı Basri: "Hayır! Ne, ben insanlar arasında
hayır hususunda seçilmiş bir kişiyim ne de sen şer ile mevsufsun. Lâkin (kabri göstererek) bu yer için ne hazırladın?" der
Ferezdak, şu cevabı verir: "Altmış senedir Allah'ı tevhid ederek
İslâm'da sakalımı ağarttım ondan başka bir şeyim yoktur."
Hasan-ı Basrı ile bulundukları cenaze Ferezdak'ın karısı
Nevar'ın cenazesidir. Ölümünden sonra biri rüyasında Ferezdak'ı, cennette yüksek bir makamda görmüş ve: "Bu makama
nasıl nail oldun?" diye sormuş. Şâir "Mezar başında Hazret-i
Hasan-ı Basrî'ye söylediğim sözler sayesindedir." cevabını vermiştir.
İyilerle olmanın kazancı çoktur.
Savaş zamanındaki cesaret erdemini düşü nün. Bir asker, bazı yurttaşların hayatını saldırıya geçen ordudan kurtarmak için 'belki de kendi hayatını tehlikeye atmak zorunda kalır.
Gözü kara kişi kendi güvenliğini hiç önemsemez. Hatta muhtemelen gerekli olmadığı durumlarda bile kendini tehlikeye sokabilir. Nevar ki bu gerçek cesaret değil, umarsızca riske girmektir. Diğer uçta ise, korkak bir askerkorkusunu yenip gerekeni yapamaz ve ona en fazla ihtiyaç duyulan anda korkudan donakalır. Aynı durumda cesur ya da yiğit kişi de korku duyabilir, ancak korkusunu yenip harekete geçmeyi de bilir. Aristoteles her erdemin bunun gibi iki uç arasında olduğunu düşünmüştür. Burada cesaret, gözü karalık ile korkaklık arasında ortada bir yerdedir. Bu, Aristoteles'in Altın Orta öğretisi olarak da bilinir.
Serinin ikinci kitabı karanlık büyü. İlkini pek ilginç bulmasamda, ikinci kitabı hemen ardından okudum. (Tatildeyim yanımda başka kitap yok :) mecburdum ) itiraf etmeliyim son kısımlarda şaşırtan birkaç gelişme oldu. Ama cadımızın her tanıdığı erkekten, kendini kaybedercesine etkilenmesinden tiksindim ayrıca yazarın ekledigi erotizm kitabı iyice basitleştirdi gözümde. Bir kitapta konu cadılıksa eğer, insan hayal gücünü kullandıracak satırlar okumak, ilginç büyüler, tuhaf kelimeler falan görmek istiyor. Kıtabın adı karanlık büyü ama o büyü nasıl yapılır yok. Tek dediği jane büyüyü kullandı, jane büyüsüyle akıl okudu vs. Bukadar basit bir cadı hikayesini bende yazardım yani. Nevar bunda. Zaten farkettim ki burda bile okuyan sadece iki kişi ve ikinci benim. Böyle kitapları okudukça kitaplığımda ucuz alınmış veya edebi değeri az olan kitapları eleme isteğim artıyor.
Karanlık Büyü Gabriella Pierce · Artemis Yayınları · 20165 okunma